Babalık davası, evlilik dışında doğan bir çocuğun genetik babasının hükmen belirlenmesi amacına yönelen bir dava olup dava sonucunda mahkemece verilen hüküm babalık hükmüdür. Çocuk ile ana arasında soybağı doğum ile kurulur.( TMK m.282/I) Baba ile çocuk arasına soybağı, ana ile evlilik, tanıma veya hakim hükmü ile kurulur. (TMK m.282/II) Soybağının tespitine ilişkin davalardan olan babalık davası, evlilik dışı doğan çocuk ile baba arasındaki hukuki anlamda soybağının kurulmasına mahkemece karar verilmesidir.
Babalık Davası Tarafları
Babalık Davası Kim Tarafından Açılır
Babalık davası ana veya çocuk tarafından açılabilir. (TMK m.301/I) Ana ve çocuk tarafından babalık davası ayrı ayrı açabileceği gibi birlikte de açılabilir. Babalık davasının açılabilmesi için çocuk ile başka bir erkek arasında soybağının kurulmamış olması şarttır.
Babalık davası açabilmenin bir diğer şartı da ihbar yükümlülüğüdür. Şöyle ki; babalık davası Cumhuriyet savcısına ve Hazineye; dava ana tarafından açılmışsa kayyıma; kayyım tarafından açılmışsa anaya ihbar edilmesi gerekmektedir. (TMK m.301/III)
Babalık davası, yalnızca ana ile çocuk açabilmekte olup baba olduğunu iddia eden kişi tarafından açılamamaktadır. Şöyle ki; baba olduğunu iddia eden kişi çocuk ile arasındaki soybağını tanıma yöntemiyle kurabileceğinden babalık davası açmak için herhangi bir hukuki menfaati bulunmamaktadır.
Ana ve çocuk ayrı ayrı dava açabilirler. Davalardan biri için verilen karar diğeri için kesin hüküm niteliği taşımaz. Açılan davalar birbirinden bağımsız olup ananın veya çocuğun davadan feragat etmesi veya sulh yoluna gitmesi de diğerinin dava hakkını etkilememektedir. Babalık davası hakkından feragat dava açılmadan önce yapılamaz.
Ana Tarafından Açılan Babalık Davası
Ana, çocuktan bağımsız babalık davasını açtığı takdirde kendisi için doğum sebebiyle uğradığı zararların tazmini talebinde bulunabilir. Ana, babalık davasını çocuğun yasal temsilcisi sıfatıyla çocuk adına değil, yasal hakkı çerçevesinde bizzat kendi adına açar.
İstenebilecek maddi zarar kalemleri TMK 304. maddede sayılmıştır. Doğum giderleri, doğum öncesi ve sonrası altışar haftalık dönemdeki geçim giderleri ve bu halden kaynaklanan diğer giderler istenebilecektir. Bu tazminat çocuk ölü doğsa dahi istenebilmektedir. Ayrıca ana tarafından çocuğun yararına olmak şartıyla nafaka talebinde de bulunulması mümkündür.
Ana ayırt etme gücünden yoksun olduğu takdirde babalık davasını ananın yasal temsilcisi açar. Ana öldüğü takdirde doğum sebebiyle yapılan uğranılan zararlara yönelik maddi tazminat isteme hakkı mirasçılara geçer. Manevi tazminat isteme hakkı ananın ölümü ile düşer.
Çocuk Tarafından Açılan Babalık Davası
Çocuk ergin ise babalık davasını bizzat açma hakkına sahiptir. (TMK m.301/I) Babalık davası çocuk tarafından açıldığı takdirde çocuk, baba ile arasındaki soybağının kurulmasını isteyecektir. Babalık davasının açılabilmesi için çocuk eğer başka bir erkek arasında soybağının bulunmaması gerekmektedir. Çocuk başka bir erkeğe soybağı ile bağlıysa öncelikle soybağının reddini istemelidir. Bunu yapmadan babalık davası açabilmesi mümkün değildir. Çocuk tarafından babalık davası ile nafaka da istenebilir. Nafakanın süresi çocuğun ergin olduğu yaşa kadar devam eder.
Çocuk babalık davası devam ederken öldüğü takdirde Yargıtay davada babalığa hüküm verilemeyeceği, sadece yaşadığı süre için çocuk lehine nafaka ve şartları varsa anaya tazminat ödenmesine karar verilebileceği içtihadında bulunmuştur.
Davalı
Babalık davası, babaya, baba ölmüş ise babanın mirasçılarına karşı açılır. (TMK m.301/II) Eğer ölen kişinin hiç mirasçısı bulunmuyor ise devlet mirasçı olduğundan babalık davası devlete karşı açılabilir.
Hak Düşürücü Süre
Ana davayı çocuğun doğumundan itibaren bir yıl içinde açabilir. Çocuk bir yaşını doldurduğunda ananın babalık dava açma hakkı düşer. (TMK m.303/I)
Çocuk ile başka bir erkek arasında soybağı ilişki varsa bir yıllık süre bu ilişkinin ortadan kalktığı tarihten itibaren işlemeye başlar. (TMK m.303/II) Ancak bir yıllık süre geçtikten sonra gecikmeyi haklı kılacak sebepler varsa sebebin ortadan kalkmasından başlayarak bir ay içinde dava açılmalıdır. (TMK m.303/IV) Şöyle ki, davalı doğal baba hileli davranışları ile hak düşürücü sürenin geçmesine sebebiyet vermişse davalının bir yıllık sürenin geçtiği iddiaları dürüstlük kurallarına aykırı olup hakkın kötüye kullanılması sayılır.
Anayasa Mahkemesinin E: 2010/71, K: 2011/143 Sayılı Kararı ile 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun 303. maddesinin ikinci fıkrasının, “… hiç kayyım atanmamışsa çocuğun ergin olduğu tarihte işlemeye başlar.” bölümünün Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline, karar verilmiştir. İptal kararı ile birlikte çocuğun dava açması durumunda herhangi bir süre sınırı bulunmamaktadır. Öte yandan soybağına ilişkin davalar kamu düzenini yakından ilgilendirdiğinden bu tür davalar için hak düşürücü süreler düzenlenmiş olup, çocuğun açacağı babalık davası yönünden hak düşürücü süre AYM tarafından iptal edilmiş ise de, soybağının reddi davası yönünden hak düşürücü süre varlığını korumaktadır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 289. maddesi
Kocanın, doğumu ve baba olmadığını veya ananın gebe kaldığı sırada başka bir erkek ile cinsel ilişkide bulunduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl, çocuğun ise ergin olduğu tarihten başlayarak en geç bir yıl içinde soybağının reddi davasını açmak zorunda olduğunu, gecikme haklı bir sebebe dayanıyorsa, bir yıllık süre bu sebebin ortadan kalktığı tarihte işlemeye başlayacağını, 291. maddesinde ise; dava açma süresinin geçmesinden önce kocanın ölmesi veya gaipliğine karar verilmesi ya da sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybetmesi hâllerinde kocanın altsoyunun doğumu ve kocanın ölümünü öğrenmelerinden başlayarak bir yıl içinde soybağının reddi davası açabileceklerini hükme bağlamıştır.
Babalığın hükmen tespiti davası açan kişinin bir başka erkekle soybağı ilişkisi geçersiz kılınmadıkça babalık davasının dinlenmesi mümkün değildir. Babalık davasında çocuk için süre sınır olmamasına rağmen başka bir erkekle soybağı bulunan çocuğun ergin olduğu tarihten itibaren bir yıl içinde soybağının reddi davasını açması gereklidir. Dolaylı yoldan da olsa babalık davası hak düşürücü süreye tabidir. Şöyle ki; babalık davasının dava şartı olan başka bir erkekle soybağının bulunmaması için açılacak olan soybağının reddi davası hak düşürücü süreye tabidir. İlgililer bu hususu göz önünde bulundurarak babalık davası açmalıdır.
Yargılama Usulü Görev ve Yetki
Yargılama Usulü
Babalık davasına ilişkin yargılama usulü Türk Medeni Kanunu’nun 284. Maddesine düzenlenmiştir:
“Soybağına ilişkin davalarda, aşağıdaki kurallar saklı kalmak kaydıyla Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu uygulanır:
1. Hakim maddi olguları resen araştırır ve kanıtları serbestçe takdir eder.
2. Taraflar ve üçüncü kişiler, soybağının belirlenmesinde zorunlu olan ve sağlıkları yönünden tehlike yaratmayan araştırma ve incelemelere rıza göstermekle yükümlüdürler. Davalı, hakimin öngördüğü araştırma ve incelemeye rıza göstermezse, hakim, durum ve koşullara göre bundan beklenen sonucu, onun aleyhine doğmuş sayabilir.”
Görev
Görevli mahkeme aile mahkemesidir.
Yetki
Babalık davası için yetkili mahkeme Türk Medeni Kanunu’nun 283. maddesinde düzenlenmiştir:
“Soybağına ilişkin davalar, taraflardan birinin dava veya doğum sırasındaki yerleşim yeri mahkemesinde açılır.”
Taraflardan hiçbirinin Türkiye’de yerleşim yeri bulunmadığı takdirde Milletlerarası Özel Hukuk Ve Usul Hukuku Hakkında Kanun hükümlerine göre belirlenecek mahkemede babalık davası açılır.
Babalık Davasında İspat Yükü
Davacı Yönünden İspat
Babalık davasının amacı çocuğun biyolojik babasının belirlenmesidir. Davalı erkeğin ana ile cinsel ilişkide bulunup bulunmadığı ve çocuğun bu ilişkinin ürünü olup olmadığı tespit edilmelidir.
Babalık davasında ispat yükü TMK m.6 uyarında davacıya düşer. Davacı, babanın iddia olunan kişi olduğunu ispatlamak zorundadır. Ancak bu iddiayı ispatlamak oldukça güç olduğundan kanun koyucu davacının durumunu kolaylaştırmak için TMK m.302’de babalık karinesi düzenlemiştir.
Davacı iddiasını TMK m.302’deki babalık karinesine dayanarak ispat edebilir. Şöyle ki; davalının, çocuğun doğumundan önceki üç yüzüncü gün ile yüz sekseninci gün arasında ana ile cinsel ilişkide bulunmuş olması, babalığa karine sayılır. Bu sürenin dışında olsa bile fiili gebe kalma döneminde davalının ana ile cinsel ilişkide bulunduğu tespit edilirse aynı karine geçerli olur.
Davacı 121 günlük zaman aralığında ana ile davalının cinsel birliktelik yaşadığını ispat etmelidir. Öte yandan babalık karinesine dayanabilmek için çocuğun doğması gerekir. Şöyle ki; kanun koyuncunun belirlediği 121 günlük döllenme süresi doğumdan geriye doğru hesaplanarak bulunmaktadır.
Davacı davasını her türlü delille ispatlayabilir. Örnek vermek gerekirse, davalı ile ana arasında gönderilen karşılıklı mektuplar, suçüstü tanıkları, davalının ana ile cinsel ilişkide bulunduğunun ikrarı, kan ve doku incelemesi, DNA testi vb. gibi.
Teknolojinin gelişmesi sonucu DNA testi ile birlikte çocuğun babası yüzde yüze yakın bir gerçeklikle saptanmaktadır. TMK m.284/II uyarınca soybağına ilişkin davalarda taraflar zorunlu olan ve sağlıkları yönünden tehlike yaratmayan araştırma ve incelemelere rıza göstermekle yükümlüdürler.
Davalı Yönünden İspat
TMK m.302’de yer alan babalık karinesi adi karine olup karinenin aksinin ispatı her zaman mümkündür. Babalık karinesinin aksini ispat yükü davalının üzerindedir.
Kanun koyucu, davalıya TMK m.302/III hükmü ile babalık karinesini çürütme imkanı vermiştir. Davalı, babalığın imkansız olduğu def’ini ileri sürerek cinsel ilişki ile çocuğun doğumu arasındaki illiyet bağının bulunmadığı ispatlamalıdır. Örnek vermek gerekirse davalı kısır olduğunu, ananın kritik 121 günlük zaman zarfında hamile olduğunu, bu ilişkiden olan çocuğu düşürdüğünü iddia ve ispat edebilir.
Öte yandan davalı başka bir erkeğin baba olma ihtimalinin kendi ihtimaline nazaran daha yüksek olduğunun kanıtlayarak babalık karinesini çürütebilir. Örnek vermek gerekirse, ananın kritik dönemde birçok erkekle cinsel birliktelik yaşadığı def’i (çokluk def’i) ile babalık karinesi çürütülebilir.
Ananın gebe kaldığı sırada evli olması babalık davası açmasına engel oluşturur. Babalık karinesine göre baba onu doğuran kadının kocasıdır. Davalının, ananın gebe kaldığı dönemde evli olduğu yönündeki itirazını hakim re’sen dikkate almak zorundadır.
Babalık Davası Nasıl Sonuçlanır?
Çocuk Bakımından Babalık Davası Nasıl Sonuçlanır?
Davanın sonucunda davalının çocuğun gerçek ve biyolojik babasının belirlendiği takdirde mahkeme babalık hükmü kurar. Babalık hükmü ile birlikte evlilik dışında doğmuş olan çocuk ile evlilik içinde doğan çocuk arasında hukuki sonuçlar arasında farklılık bulunmamaktadır.
Evlilik dışında doğan çocuğun bakımı ve giderlerinden ana sorumludur ancak ana babadan nafaka talebinde bulunabilir. Çocuk için iştirak nafakası babalık davası ile birlikte istenebilir.
Ana Bakımından Babalık Davası Nasıl Sonuçlanır?
Babalık davası sonucunda babalığa hükmedilmesi halinde ana TMK m.304 ile belirlenen giderlerin karşılanmasını babadan talep edebilir. Ana, doğum giderleri, doğum öncesi ve sonrası altışar haftalık dönemdeki geçim giderleri ve bu halden kaynaklanan diğer giderler istenebilecektir. Ana TMK m.304 ile belirlenen giderleri maddi tazminat davası açarak ayrı bir dava ile isteyebilir.
Ana bu davayı babaya, baba ölmüşse onun mirasçılarına karşı açabilir.
Babalık Davası İle İlgili Yargıtay Kararları
Babalık davası için hak düşürücü sürenin uygulanmayacağına ilişkin:
Yargıtay 8.Hukuk Dairesi
Esas: 2019/2019
Karar: 2019/7685
Karar Tarihi: 18.09.2019
Babalık davasında DNA testi yapılarak buna göre karar verilmesi gerektiğine ilişkin:
Yargıtay 8.Hukuk Dairesi
Esas: 2017/2710
Karar: 2017/3218
Karar Tarihi: 08.03.2017