Kira Sözleşmesinin Bulunmasının Ortaklığın Giderilmesi Davasına Engel Olmaması

paylı taşınmazın satış suretiyle ortaklığının giderilip mülkiyetinin değişmesi halinde kira ilişkisi doğrudan doğruya sona ermeyecek yeni malik 6100 sayılı Türk Borçlar Kanununun 351. maddesindeki hükümlere göre eskiden kurulmuş ilişkinin halefi olup kira müddetinin sonunu bekleyecek ya da ihtar ve ispat şartlarına uymak zorunda kalacaktır. Bu ilkeler gözetilmeksizin davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 21.09.2012 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 20.01.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.

Davacı vekili, dava konusu 612 ada 6 parsel sayılı taşınmaz 2 nolu bağımsız bölümdeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesini talep etmiştir.

Davalı … vekili davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.

Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.

Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı, tarafları için benzer sonuçlar doğuran davalardır.

Paylı mülkiyette paydaşların, elbirliği mülkiyetinde ortakların her biri bazı haller ayrık olmak üzere diledikleri zaman ortaklığın giderilmesi davası açabilirler. TMK’nun 698. maddesi ” Hukuki bir işlem gereğince veya paylı malın sürekli bir amaca özgülenmiş olması sebebiyle paylı mülkiyeti devam ettirme yükümlülüğü bulunmadıkça, paydaşlardan her biri malın paylaşılmasını isteyebilir.

Paylaşma isteme hakkı hukiki bir işlemle en çok on yıllık süre ile sınırlandırılabilir. Taşınmazlarda paylı mülkiyetin devamına ilişkin sözleşmeler resmi şekle bağlıdır ve tapu kütüğüne şerh verilebilir.

Uygun olmayan zamanda paylaşma isteminde bulunulamaz.” hükmünü içermektedir.

Somut olayda; Dava konusu taşınmaz 01.02.2006 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile 5 yıllığına … T.A.Ş’ne kiralandığı ve tapu kütüğüne şerh edildiği, 5 yıllık sürenin bitiminden sonra da kira ilişkisinin devam ettiği anlaşılmaktadır.

Taşınmazı, paydaşların üçüncü kişiye belirli bir süre kiraya vermiş olmaları karşısında kiralayan her paydaş yönünden, bu süre içinde paydaşlığın giderilmesi isteminden vazgeçilmiş olduğunu söyleyebilmek mümkün değildir.

Öte yandan paylı taşınmazın satış suretiyle ortaklığının giderilip mülkiyetinin değişmesi halinde kira ilişkisi doğrudan doğruya sona ermeyecek yeni malik 6100 sayılı Türk Borçlar Kanununun 351. maddesindeki hükümlere göre eskiden kurulmuş ilişkinin halefi olup kira müddetinin sonunu bekleyecek ya da ihtar ve ispat şartlarına uymak zorunda kalacaktır. Bu ilkeler gözetilmeksizin davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz ititrazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine 19.01.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.