Süresinde Ayıp İhbarında Bulunulmaması Halinde Malın Kabul Edilmiş Sayılacağı

ÖZET: Biran için yerel mahkemenin gerekçesinde belirtildiği gibi malların ayıplı olduğu kabul edilse bile, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 S. TTK’nın 25/3. maddesinde öngörülen sürelerde ayıp ihbarında bulunulmadığından, 818 S. BK’nın 198/son maddesi uyarınca satılanın bu haliyle kabul edilmiş sayılacağı, belirtilen yasa hükümleri gereğidir. Mahkemece bu yönler gözetilmeksizin somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

T.C YARGITAY
19.Hukuk Dairesi
Esas: 2014/ 2180
Karar: 2014 / 4687
Karar Tarihi: 11.03.2014

Dava: Taraflar arasındaki ayıplı malın bedelinin iadesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

Karar: Davacı vekili, müvekkilinin 24.11.2011 tarihinde davalıdan S.. marka klima satın aldığını, klimanın alınmadan önce davalıya kullanılacağı alanı gösterdiklerini ve davalının klimanın 400 m²’lik alanı ısıtacağını, A sınıfı olması nedeniyle az elektrik harcayacağını beyan etmiş olduğunu, ancak teslim edilen klimanın ısıtmadığı gibi, çok fazla elektrik harcamasının yanı sıra markasının da Midea olduğunun tespit edildiğini, 13.12.2011 tarihli ihtarname ile sözleşmeden dönme ve bedel iadesi isteminde bulunulduğu halde, cevap verilmediğini belirterek, ayıplı malın satım bedeli olan 7.800,01-TL’nin satım tarihinden itibaren hesaplanacak ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, müvekkilinin davacıya 400 m2’lik alanı ısıtmak için 4 adet 48000 BTU/h gücünde klima alması gerektiği bilgisini verdiği halde davacının 2 adet 45000 BTU/h gücünde klima satın aldığını, müvekkili tarafından klimaların A sınıfı olduğu ve 400 m2 yi ısıtacağı bilgisi verilmediğini, davacıya satılan klimaların M.. Firmasınca S..(İ..) firması için üretilen klimalar olduğunu, satıştan yaklaşık 20 gün sonra davacının şikayeti üzerine yapılan kotrolde klimaların emiş ve çıkış ısılarının tespit edilerek servis raporu düzenlendiğini, ancak davacının işçilerinin bu raporu imzalamaktan imtina ettiklerini, ürünün ayıplı olmasının ve taahhüt edilen teknik şartları taşımamasının sözkonusu olmadığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir.

Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davaya konu klimalarda gizli ya da açık ayıp bulunup bulunmadığına dair yapılan keşif üzerine alınan bilirkişi raporunda, klimaların usule uygun etiketlenmediği, etiketlerin kolayca söküldüğü, Sigma markasının sökülmesi ile altından kabartma harflerle M..markasının olduğunun tespit edildiği, S.. markası üzerindeki CE işaretinin Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nda sorulması gerektiğinin belirtildiği, TSE’ den M.. ve S.. marka ürünlerin yurtdışından ithalinde teste tabi tutulup tutulmadığının ve ayrıca Midea markası üzerine S.. markasının basılması suretiyle ürünün yurtiçinde satımının usule uygun olup olmadığına dair verilen cevapta üretim esnasında ürüne verilen marka silinerek, kazınarak ya da üzerine doğrudan yapıştırma ile yeniden marka oluşturulamayacağının bildirildiği, bu halde davacının bu marka ürünü kabule zorlanamayacağı belirtilerek, 2 adet klimanın davalıya iadesi ile davacının satış faturasına istinaden ödediği 7.800-TL’nin temerrüt tarihi olan 19.12.2011 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2- Dava, satıcının ayıplı mal satışından kaynaklanan sorumluluğu esasına dayanılarak açılmıştır. Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen 06.06.2013 tarihli bilirkişi raporunda dava konusu klimaların ayıplı olmadığı, klimaların gücü ve kullanıldığı mekanın alanı gözetildiğinde bu güçteki klimaların mevcut genişlikteki bir mekanı ısıtmasının mümkün olmadığının baştan belli olduğu belirtilmiştir. Her ne kadar satın alınan klimaların üzerinde marka olarak “S..” etiketinin bulunduğu ve bu etiket çıkarıldığında altından “M..” markasının çıktığı tespit edilmiş ise de, “M..” markasının dava konusu klimaları üreten firmaya ait olduğu ve bu hususun ürüne ait kitapçığın arka sayfasında bulunan garanti belgesinde de belirtildiği dosya içeriğinden anlaşıldığından, sırf bu hususun ayıp olarak nitelendirilmesinde isabet görülmemiştir.

Kaldı ki, davacı taraf klimalardan birindeki etiketin satın alındıktan çok kısa bir süre sonra kendiliğinden düştüğünü ve altından “M..” markasının çıktığını gördüklerini belirtmiş olduğu halde, 13.12.2011 tarihli ihtarname ile davalıya bildirimde bulunduğu gibi, ihtarında da bu husustan söz etmediği görülmüştür. Biran için yerel mahkemenin gerekçesinde belirtildiği gibi malların ayıplı olduğu kabul edilse bile, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 S. TTK’nın 25/3. maddesinde öngörülen sürelerde ayıp ihbarında bulunulmadığından, 818 S. BK’nın 198/son maddesi uyarınca satılanın bu haliyle kabul edilmiş sayılacağı, belirtilen yasa hükümleri gereğidir. Mahkemece bu yönler gözetilmeksizin somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

Sonuç: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına bozulmasına, peşin harcın istek halinde iadesine, 11.03.2014 gününde oybirliği ile, karar verildi.