ÖZET: Taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek birlikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya (TMK. md. 166/1) karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır.
T.C. YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
Esas: 2014/2-1929
Karar: 2015/1137
Karar Tarihi: 01.04.2015
BOŞANMA VE NAFAKA DAVASI – BU ŞARTLAR ALTINDA EŞLERİ BİRLİKTE YAŞAMAYA ZORLAMANIN ARTIK KANUNEN MÜMKÜN GÖRÜLMEMESİ – DİRENME KARARININ BOZULMASI GEREĞİ
(4721 S. K. m. 166)
Dava ve Karar: Taraflar arasındaki “boşanma ve nafaka” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Antalya 2. Aile Mahkemesince asıl davanın reddine karşı davanın kısmen kabulüne dair verilen 29.11.2011 gün ve 2010/374 E: 2011/1391 K. sayılı kararın incelenmesi davacı-karşı davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 11.07.2012 gün ve 2012/958 E: 2012/19526 K. sayılı ilamı ile;
(… 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-davalı kocanın, kabul edilen davalı-davacı kadının tedbir nafakasına yönelik temyiz itirazları yersizdir.
2- Davacı-davalı kocanın reddedilen boşanma davasına yönelik temyizine gelince;
Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davalı kadının kocasına hakaret edip tehdit ettiği, davacı kocanın da evin kilidini değiştirdiği gibi su ve elektriğini kestirdiği, birisinin kusurunun diğerinin kusurundan üstün tutulmasının mümkün bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek birlikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır.
Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya (TMK. md. 166/1) karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır…)
gerekçesiyle oyçokluğuyla bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacı-karşı davalı vekili
HUKUK GENEL KURUL KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği düşünüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
Sonuç: Davacı-karşı davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire Bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 01.04.2015 gününde oybirliği ile, karar verildi.
Write a Comment