ÖZET: Mahkemece yapılacak iş, davacının unvanı ve görevi netleştirildikten ve belirlendikten sonra fesih tarihi itibariyle işçinin ücreti, yaptığı iş, kıdemi de esas alınarak ilgili meslek odalarından ve diğer kuruluşlardan yapılacak emsal ücret araştırması ve Türkiye İstatistik Kurumu’nun resmi internet sitesindeki “Kazanç Bilgisi Sorgulama” kısmındaki bilgiler dikkate alınarak belirlendikten sonra, sonucuna göre kabul edilen alacaklar hakkında karar verilmesi gerekir.
T.C YARGITAY
22.Hukuk Dairesi
Esas: 2016/ 12567
Karar: 2019 / 3067
Karar Tarihi: 12.02.2019
Dava: Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı-karşı davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkete 01/09/2009 tarihinde işe girdiği, 11/07/2013 tarihine kadar kesintisiz olarak davalı işverenin yanında en son pastane şefi olarak görev yapmakta iken fazla mesai ücretlerinin işveren tarafından ödenmediği gerekçesiyle işine son verdiği, en son ay net 1.550,00 TL ücret aldığı, bunun bir kısmının bankadan bir kısmının elden ödendiği iddiası ile kıdem ve ihbar tazminatı, ücret alacağı ve fazla mesai ücreti alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davacının müvekkili şirkette 01/09/2013 ile 11/07/2013 tarihleri arasında çalıştığını, hiç bir mazeret göstermeksizin 11/07/2013 tarihinde işi terk ettiğini, işe döneceği inancıyla 3 ay daha primlerinin ödendiğini, ancak işe dönmeyince sigorta çıkışının 11/10/2013 tarihinde yapıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Karşı davacı olarak, davacının iç bir sebep yokken işten aniden ayrılması nedeniyle davacının ihbar tazminatı ödemesi gerektiği iddiası ile ihbar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre davacının iş sözleşmesini haklı sebeple feshettiği, dosya kapsamına göre net 1.550 TL ücretle çalıştığı fazla mesai ve işten çıktığı aydaki 9 günlük ücret alacağının bulunduğu gerekçesiyle bu alacakların kabulüne, haklı da olsa ihbar tazminatı talep edemeyeceğinden ihbar tazminatı talebinin reddine, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacının aylık ücret miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu’nda 32. maddenin ilk fıkrasında, genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kişiler tarafından sağlanan ve para ile ödenen tutar olarak tanımlanmıştır.
Ücret kural olarak dönemsel (periyodik) bir ödemedir. Kanunun kabul ettiği sınırlar içinde tarafların sözleşme ile tespit ettiği belirli ve sabit aralıklı zaman dilimlerine, dönemlere uyularak ödenmelidir. Yukarıda değinilen Yasa maddesinde bu süre en çok bir ay olarak belirtilmiştir.
İş sözleşmesinin tarafları, asgarî ücretin altında kalmamak kaydıyla sözleşme özgürlüğü çerçevesinde ücretin miktarını serbestçe kararlaştırabilirler. İş sözleşmesinde ücretin miktarının açıkça belirtilmemiş olması, taraflar arasında iş sözleşmesinin bulunmadığı anlamına gelmez. Böyle bir durumda dahi ücret, Borçlar Kanun’un 323. maddesinin ikinci fıkrasına göre tespit olunmalıdır. İş sözleşmesinde ücretin kararlaştırılmadığı hallerde ücretin miktarı, işçinin kişisel özellikleri, işyerindeki ya da meslekteki kıdemi, meslek unvanı, yapılan işin niteliği, iş sözleşmesinin türü, işyerinin özellikleri, emsal işçilere o işyerinde ya da başka işyerlerinde ödenen ücretler, örf ve adetler göz önünde tutularak belirlenir.
Çalışma yaşamında daha az vergi ya da sigorta pirimi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
Somut olayda, davacı taraf davalı işyerinde en son pastane şefi olarak ve aylık net 1.550,00 TL ücretle çalıştığını iddia ederken, dosyaya sunulan ve davacı tarafından imzalanmış olan 2013/3.ay ücret bordrosunda davacının ücreti brüt 1.678,53 TL olarak görülmektedir. Davalı işyerinde 2011 yılına kadar çalıştığını beyan eden davacı tanığı … davacının 1.500 TL’den fazla ücret aldığını, işyerinde 2014 yılı şubat ayına kadar çalıştığını beyan eden davacı tanığı … ise davacının 1.500 TL civarında ücret aldığını beyan etmiştir. Mahkemece emsal ücret araştırması yapılmaksızın ve davacı tanığı …’ın en son 2011 yılına kadar davalı işyerinde çalıştığı ve davacının ücretini bilebilecek durumda olmadığı dikkate alınmaksızın, davacı tanıklarının davacıyı doğrular yönde beyanda bulundukları, son aya ait ücret bordrosunun sunulmadığı, davalının itirazının da olmadığı gerekçesiyle davacının ücretinin net 1.550,00 TL olarak kabul edilmesi isabetli olmamıştır.
Mahkemece yapılacak iş, davacının unvanı ve görevi netleştirildikten ve belirlendikten sonra fesih tarihi itibariyle işçinin ücreti, yaptığı iş, kıdemi de esas alınarak ilgili meslek odalarından ve diğer kuruluşlardan yapılacak emsal ücret araştırması ve Türkiye İstatistik Kurumu’nun resmi internet sitesindeki “Kazanç Bilgisi Sorgulama” kısmındaki bilgiler dikkate alınarak belirlendikten sonra, sonucuna göre kabul edilen alacaklar hakkında karar verilmesi gerekir.
Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 12.02.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
(4857 S. K. m. 32)