Doğum tarihinin düzeltilmesine ilişkin davalar diğer kayıt düzeltme davaları gibi kamu düzeni ile yakından ilgili bulunduğundan, hakim taleple bağlı kalmayarak kendiliğinden de yapacağı araştırma ile elde edeceği bulgulara göre ve öteki kayıtlarla çelişki meydana getirmeyecek şekilde karar vermek zorundadır. Doğum tarihinin düzeltilmesine karar verilen ile annesi arasında düzeltilen doğum tarihine göre 12 yıllık bir zaman farkı bulunmaktadır. Bir kadının bu yaşta doğum yapmasının tıbben mümkün olmadığı açık olup, hakim, nüfus kayıtlarında düzeltme yaparken kayıtlar arasında çelişki olmamasına özen göstermeli, böyle bir sonucu doğuracak kararlar vermemelidir.
T.C YARGITAY
8.Hukuk Dairesi
Esas: 2017/ 6459
Karar: 2017 / 15992
Karar Tarihi: 30.11.2017
(5490 S. K. m. 36)
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı … tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
Davacı dava dilekçesinde kızı …….’in 27.03.2000 olan doğum tarihinin 27.03.1997 olarak düzeltilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
1- Doğum tarihinin düzeltilmesine ilişkin davalar diğer kayıt düzeltme davaları gibi kamu düzeni ile yakından ilgili bulunduğundan, hakim taleple bağlı kalmayarak kendiliğinden de yapacağı araştırma ile elde edeceği bulgulara göre ve öteki kayıtlarla çelişki meydana getirmeyecek şekilde karar vermek zorundadır. Doğum tarihinin düzeltilmesine karar verilen ….. ile 26.03.1985 doğumlu annesi ….. arasında düzeltilen doğum tarihine göre 12 yaş farkı bulunmaktadır. Bir kadının bu yaşta doğum yapmasının tıbben mümkün olmadığı açık olup, hakim, nüfus kayıtlarında düzeltme yaparken kayıtlar arasında çelişki olmamasına özen göstermeli, böyle bir sonucu doğuracak kararlar vermemelidir. Mahkemece bu husus dikkate alınmadan davanın kabulüne karar verilmesi,
2- Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 36. maddesine hükmüne göre, Nüfus kayıtlarının düzeltilmesine (ad ve soyadı değişikliği davaları dahil) ilişkin davalarda Nüfus Müdürü veya memurunun bulunması ve kararın onların önünde verilmesi zorunludur.
Mahkemenin oluşumuna ilişkin bu yasa hükmü dikkate alınmadan Nüfus İdaresi temsilcisinin yokluğunda yargılama yapılarak davanın sonuçlandırılması, doğru görülmemiştir.
Sonuç: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK’nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nın 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 30.11.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.