Blok zinciri teknolojisinin geliştirilmesinin akabinde ilk olarak 2009 yılında üretilen bitcoinin hukuki durumu tartışmalıdır. Teknolojinin yaygınlaşmasının üzerinden geçen bunca zamandan sonra, kripto paraların artık hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olacağını inkar etmek mümkün değildir. Kripto para olarak tarif edilebilen bitconin hukuki durumu ise oldukça tartışmalı olup, bu konuda herhangi bir fikir birliği bulunmamaktadır.
Herhangi bir merkez bankası, resmi kuruluş, vs. ile ilişiği olmayan elektronik bir para birimi olan bitcoin, sunduğu kripto teknoloji ve yatırım imkanı, insanları cezbetmeye devam etmektedir. Nitekim, 22 Temmuz 2013 tarihi itibarıyla dolaşımdaki Bitcoin’lerin toplam değeri 1.2 milyar dolar seviyesinde iken, 26.07.2020 tarihi itibarıyla bu değer 182.967.290 milyar dolar olmuştur. Güncel olarak üretilmiş toplam bitcoin miktarı ise 18.443.043 seviyesine ulaşmış durumdadır. Bitcoin blok zincir teknolojisini üretenlerin, sistemi en fazla 21 milyon bitcoin üretimiyle sınırlandırmış olmaları nedeniyle, bu sınıra ulaşıldığında bitcoinin gerçek değerini bulacağı da söylenmektedir.
Bütün bu hususlar, bitcoinin hukuki durumuyla ilgili belirsizliği gidermemektedir. Nitekim, herhangi bir kamu otoritesinin denetimine tabi olmayan ve merkezileştirilemeyen bu para biriminin, hukuki anlamda para olarak nitelendirilip nitelendirilemeyeceği dahi tartışmalıdır.
Para kavramının mevzuatta açık bir tanımının olmamasına rağmen, doktrinde tanımlamalara rastlamak mümkündür. Örneğin, ülke parası kavramı, o ülkenin yetkili makamlarınca piyasaya sürülen değişim – mübadele aracı olarak tanımlanmıştır. Paranın bir değişim aracı olması, para kavramına yüklenen anlamı işaret etmektedir. Nitekim, para bir eşya değil, eşyayla değiştirilen değer ölçüsü olarak ele alınmaktadır. Tedavülden kalkan ve koleksiyoncuların ilgisini çeken paralar ise, artık o andan itibaren eşya niteliği kazanmaktadır. Ancak tedavülde olan paralar ise, değer ölçüsü ve değer biriktirme aracı olarak kabul edilmektedir. Paranın bu unsurları, bitcoinde de bulunmaktadır. Bitcoinin ülkenin resmi mercileri tarafından piyasaya sürülmüyor olması dışında, diğer unsurlar bakımından bir problem gözükmemektedir.
Bitcoinin Hukuki Durumu Nasıl Değerlendiriliyor?
T.C. Merkez Bankası (TCMB) ve Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), kripto para birimlerini emtia (eşya, commodity) olarak kabul etme eğilimindedir. Ancak, her iki kurumda da henüz resmi bir nitelendirme yayınlanmamış ya da mevzuata dayalı bir tanımlama yapılmamıştır. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu(BDDK) da 25 Kasım 2013 tarihinde 2013/32 sayılı basın açıklaması yapmıştır. Basın Açıklaması’nda kripto paraların eşya olarak nitelendirilmesi gerektiği ileri sürülmüştür:
“Herhangi bir resmi ya da özel kuruluş tarafından ihraç edilmeyen ve karşılığı için güvence verilmeyen bir sanal para birimi olarak bilinen Bitcoin, mevcut yapısı ve işleyişi itibarıyla (6493 s.) Kanun kapsamında elektronik para olarak değerlendirilememekte, bu nedenle de söz konusu Kanun çerçevesinde gözetim ve denetimi mümkün görülmemektedir.”
Bitcoin Ponzi Yöntemi mi?
Bitcoinin para olarak değerlendirilip değerlendirilmemesi ya da gelecekte mevzuatta bu yönde bir değişikliğe gidilip gidilmeyeceği merakla beklenmektedir. Nitekim, başta vergi hukuku olmak üzere bir çok hukuk dalının temel ilkeleri veya kabulleri de bitcoinin nasıl tanımlanacağına göre değişiklik gösterebilecektir. Bitcoinin bir nevi ponzi oyunu olmadığı konusunda artık otoriteler arasında fikir birliği oluşmuş durumdadır. Nitekim, söz konusu bu kripto para biriminin gelişmeye başladığı ilk dönemlerde bunun bir ponzi oyunu olduğuna yönelik eleştirilerde bulunulmuştur.
Ancak, 2014’te hem Dünya Bankası hem de İsviçre Federal Konseyi tarafından hazırlanan raporlar; bitcoin ve ponzi oyunu üzerine olan endişeleri inceledi ve bitcoin’in ponzi oyunu olmadığı sonucuna vardı. Dolayısıyla bitcoinin hukuki durumunun artık bu şekilde nitelendirilmesi ihtimali bulunmamaktadır. Diğer bir deyişle, bitcoinin hukuka aykırı veya hukuka uygun olmayan bir niteliği olmadığı açık olmasına rağmen, hangi hukuki kavramla eşleştirileceği ya da yeni bir mevzuat değişikliğine mi ihtiyaç bulunduğu noktasında görüş birliğine varılamamaktadır. Buna rağmen, tıpkı klasik para gibi, alışverişlerde de kullanılan bitcoinin aslında bir değişim aracı gibi görüldüğü ve yaygınlaşmaya devam ettiği sürece tedavül kabiliyetinin de artacağı yadsınamaz bir gerçektir.
Bu durumda bitcoinin para gibi değerlendirilmesinde, yetkili merciler tarafından piyasaya sürülmemesi nedeniyle oluşabilecek riskler mevcut olmasına rağmen, fiilen para gibi kullanılıyor olması da başkaca sakıncalar yaratmaktadır. Hukuken para olarak kabul edilmeyen bu kavramın fiilen para gibi kullanılıyor olması, hukukun fiili duruma uygun hale getirilmesini zorunlu kılmaktadır. Nitekim, para olarak değerlendirilmeyen bu varlığın bir eşya olarak değerlendirilmesi halinde gelir vergisine tabi olmayacağı açıktır. Ancak, “menkul kıymet”, “emtia” veya “para” olarak nitelendirilmesi durumunda Bitcoin kazancı vergilendirilebilecektir. Düzenleme yapılmaması halinde vergilendirilemeyen bu kazançların kayıt dışılığı arttıracağı açıktır.