Ceza Zamanaşımı Süresinin Tazminat Davalarına Etkisi

TAZMİNAT DAVALARINDA CEZA ZAMANAŞIMI SÜRESİ

Tazminat davalarında uygulanacak olan ceza zamanaşımı süresi, TCK’nun 66. maddesinde düzenlenen “dava zamanaşımı” süreleri olup, aynı Kanunun 68. maddesinde öngörülen “ceza (infaz) zamanaşımı” süreleri değildir. Ceza (infaz) zamanaşımı sürelerinin tazminat davası zamanaşımına herhangi bir etkisi bulunmamaktadır.

Dava Zamanaşımına İlişkin  TCK 66. Madde

(1) Kanunda başka türlü yazılmış olan haller dışında kamu davası;

a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda otuz yıl,

b) Müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmibeş yıl,

c) Yirmi yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıl,

d) Beş yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda onbeş yıl,

e) Beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adlî para cezasını gerektiren suçlarda sekiz yıl, Geçmesiyle düşer.

(2) Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanlar hakkında, bu sürelerin yarısının; onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında ise, üçte ikisinin geçmesiyle kamu davası düşer.

(3) Dava zamanaşımı süresinin belirlenmesinde dosyadaki mevcut deliller itibarıyla suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli halleri de göz önünde bulundurulur.

(4) Yukarıdaki fıkralarda yer alan sürelerin belirlenmesinde suçun kanunda yer alan cezasının yukarı sınırı göz önünde bulundurulur; seçimlik cezaları gerektiren suçlarda zamanaşımı bakımından hapis cezası esas alınır.

(5) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/8 md.) Aynı fiilden dolayı tekrar yargılamayı gerektiren hallerde, mahkemece bu husustaki talebin kabul edildiği tarihten itibaren fiile ilişkin zamanaşımı süresi yeni baştan işlemeye başlar.

(6) Zamanaşımı, tamamlanmış suçlarda suçun işlendiği günden, teşebbüs halinde kalan suçlarda son hareketin yapıldığı günden, kesintisiz suçlarda kesintinin gerçekleştiği ve zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günden, çocuklara karşı üstsoy veya bunlar üzerinde hüküm ve nüfuzu olan kimseler tarafından işlenen suçlarda çocuğun onsekiz yaşını bitirdiği günden itibaren işlemeye başlar.

(7) Bu Kanunun İkinci Kitabının Dördüncü Kısmında yazılı ağırlaştırılmış müebbet veya müebbet veya on yıldan fazla hapis cezalarını gerektiren suçların yurt dışında işlenmesi halinde dava zamanaşımı uygulanmaz.

Ceza Zamanaşımı Nasıl Belirlenir?

Ceza davası zamanaşımı sürelerinin belirlenmesinde TCK m. 66/3, 4 ve 5 hükümleri esas alınır, ancak TCK m. 66/2 uygulanmaz. Buna göre, tazminat davalarında uygulanacak ceza zamanaşımı süreleri, eyleme kişileştrme sonucu verilen ceza miktarına göre değil, eylemin uyduğu maddede öngörülen cezanın üst (tavan) haddine göre belirlenecektir. Ayrıca somut olayda, faile daha ağır ceza verilmesini gerektren nitelikli hallerin varlığı durumunda, ceza zamanaşımı süresinin belirlenmesinde bu haller de göz önünde bulundurulmalıdır.

Bir başka deyişle, ceza zamanaşımı süresinin belirlenmesinde, o suçla ilgili olarak hükmedilmesi mümkün olan en yüksek ceza miktarı esas alınmalıdır. Buna karşın, daha hafif cezayı gerektiren nitelikli haller söz konusu ise ceza zamanaşımı süresinin belirlenmesinde bu durum dikkate alınmaz. Aynı şekilde yaş küçüklüğü, teşebbüs ve haksız tahrik dolayısıyla cezada yapılacak olan indirim miktar veya oranları, ceza zamanaşımı süresinin belirlenmesinde göz önünde bulundurulmaz.

Öte yandan ceza zamanaşımı süresinin başlangıcına TBK hükümlerinin değil de, ceza davası zamanaşımının başlamasına ilişkin ceza kuralının (TCK m. 66/6)kıyasen uygulanacağı öğreti ve uygulamada genel olarak kabul edilmektedir.

Yargıtay Kararları

Yargıtay HGK., T: 16.04.2008, E: 2008/4-326, K: 2008/325:

“Ceza kanununda öngörülen daha uzun zamanaşımı süresi, her halde olay tarihinden itbaren işlemeye başlar; sürenin işlemeye başlaması için, zarar görenin zararı ve onun failini öğrenmesi koşulu aranmaz.”

Aynı yönde bkz. Yargıtay HGK., T: 02.07.2003, E: 2003/4-467, K: 2003/460 (Çelik, s.340); Yargıtay 4. HD., T: 08.12.2005, E: 2005/109, K: 2005/13301 (Çelik, s. 340); Yargıtay 4.HD., T: 05.05.2003, E: 2003/1832, K: 2003/5814 (Kazancı İçthat Bankası); Yargıtay 4. HD., T: 08.02.2001, E: 2000/10138, K: 2001/1232 (Çelik, s. 341)

Buna göre, TBK m. 72/1, 2. cümle hükmünün (ceza zamanaşımının) uygulandığı durumlarda, zamanaşımı süresi, zararın ve sorumlu şahsın öğrenildiği tarihten itibaren değil, suç teşkil eden filin işlendiği (eylemin tamamlandığı) tarihten itbaren işlemeye başlayacaktır.

Ceza kanunu hükümleri, sadece ceza davasının zamanaşımının süresi ve başlangıç noktası bakımından uygulanacak olup, zamanaşımın durması ve kesilmesine ilişkin nedenler ve sonuçları hakkında Ceza Kanunu hükümleri değil, Türk Borçlar Kanunu hükümleri (TBK m. 153-157) uygulanacaktır. Bu bakımdan, Türk Borçlar Kanununda öngörülen bir kesilme nedeni gerçekleştkten sonra işleyecek olan yeni süre, yine ceza davası zamanaşımı süresi olacaktır. Bununla birlikte, zamanaşımının kesildiği durumlarda salt ceza davaları yönünden öngörülen “yarı oranında uzama” kuralı, hukuk davalarında uygulanmaz. TBK m. 72/1, 2. cümle hükmünün uygulanabilmesi için, daha uzun ceza davası zamanaşımı süresinin mutlaka TCK’da yer alması şart değildir.

Zira, bu madde ceza kanunundan değil, ceza kanunlarından bahsetmektedir. Bu nedenle ceza hükümleri taşıyan diğer kanunlardaki ceza davası zamanaşımı süreleri de dikkate alınmalıdır:

Örneğin, Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu, OrmanKanunu, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu vs.

Tazminat hesaplamaları için mutlaka randevu alın.

 

ceza zamanaşımı
ceza zamanaşımı