Geçit Hakkı Tesis Edilirken Kesintisizlik Prensibine Uyulmalıdır

Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse, bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.

T.C YARGITAY
14.Hukuk Dairesi
Esas: 2017/ 5910
Karar: 2018 / 2212
Karar Tarihi: 22.03.2018

(4721 S. K. m. 747, 748, 1012) (Tapu Sicili Tüzüğü m. 30)

Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 15.03.2012 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 24.11.2016 günlü hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı … vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

Dava, TMK’nun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.

Davacılar vekili, 131 ada 66 ve 70 parsel sayılı taşınmazların davacılara ait olduğunu, bu taşınmazların genel yola çıkmak için yolları bulunmadığını belirterek, davalılara ait 67 veya 68 parsel sayılı taşınmazlardan geçit hakkı kurulmasını istemiştir.

Davalı …, davanın reddini savunmuş, sonradan davaya dahil edilen 131 ada 67 parsel sayılı taşınmaz maliki … davayı kabul ettiğini, bedel talebi de olmadığını beyan etmiştir.

Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen 11.06.2013 tarihli hüküm davalı …’ın temyizi üzerine Dairemizin 03.03.2014 tarih, 2013/15379 Esas, 2014/2710 Karar sayılı ilam ile “kısa karar ile gerekçeli kararın çelişkili olduğu” gerekçesiyle bozulmuştur.

Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne, dosyada mevcut 27.02.2015 tarihli fen bilirkişi krokisinde yeşil ile boyalı olarak gösterilen 131 ada 67 parselden A harfli 209,29 m2’lik yerden ve 131 ada 68 parselden B harfli 211,64 m2’lik yerden davacılara ait 131 ada 66 ve 70 parsel sayılı taşınmazlar lehine 3 metre eninde geçit hakkı tesisine karar verilmiştir.

Hükmü, 131 ada 68 parsel sayılı taşınmaz maliki … vekili temyiz etmiştir.

Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakarlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.

Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse, bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.

Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5 – 3 metre) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.

Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Bu bedel de hükümde önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekirki, bedelin belirlenmesinden sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.

Kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanununun 748/3 ve 1012. maddesi ile yeni Tapu Sicil Tüzüğünün “irtifak hakları ve taşınmaz yükünün tescili” başlıklı 30. maddesi gereğince kütük sayfasında ayrılan özel sütununa tesciline karar verilmelidir.

Somut olayda; davacılara ait 131 ada 66 ve 70 parsel sayılı taşınmazlar yararına geçit hakkı tesis edilmiş ise de, 70 parsel sayılı taşınmazın geçit yerine bağlantısının sağlanmadığı görülmüştür. Geçit hakkı bir gayrimenkul mükellefiyeti olduğundan lehine geçit istenen davacı parselleri ayrı ayrı bağımsız olarak değerlendirilmeli, dava konusu her bir parsel yararına geçitin başladığı yerden ulaştığı genel yola kadar olan güzergahtaki tüm parseller ayrı ayrı belirtilmelidir. Davacıların kendi parselleri arasında da kesintisiz bağlantının gerçekleştirilmesi için hükmen her bir davacı parseli ile devamındaki parseller arasında da kesintisiz olarak ulaşımı sağlayacak şekilde geçit kurulmalıdır. Davacılara ait 131 ada 66 ve 70 parsel sayılı taşınmazlar yararına geçit kurulmuş; ancak, 70 parsel sayılı taşınmazın geçit yerine bağlantısı sağlanmamış ve yola nasıl ulaşacağı gösterilmemiştir. Bu durum geçit yerinin kesintisiz olması gerektiği ilkesine aykırıdır.

Mahkemece, davacılara ait her bir taşınmaz bağımsız olarak değerlendirilmek suretiyle, kesintisizlik ilkesine ve fedakarlığın denkleştirilmesi prensibine uygun şekilde geçit hakkı tesisi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.03.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)