Babalığın Nüfusa Tescilinde DNA Testi Gerekir

Dava hatalı nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkin olup, kamu düzenine ilişkin olan bu tür davalarda, hâkim maddi olguları re’sen araştırır ve kanıtları serbestçe takdir eder. Dava, türlü kanıtla ispatlanabilir. Bu ilke gözönünde bulundurularak … … ‘nin nüfusa tescili için yapılan başvuru sonrasında, nüfus idaresince yapılan soruşturma, soruşturma sırasında kolluk tarafından dinlenen tanık beyanları ile davacıların varsa ve münkün olduğunca yaşları itibarı ile olayı bilebilecek ve mahkemece dinlenecek olan tanıkların beyanları, olayla ilgili olarak ilgili mahallerde kolluk araştırması yaptırılıp, iddia ile ilgili olarak DNA testi yaptırılarak alınacak rapor ve toplanan tüm kanıtlar birlikte dikkate alınarak karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.

Yargıtay 8.Hukuk Dairesi

Esas: 2017/2710
Karar: 2017/3218
Karar Tarihi: 08.03.2017

(5490 S. K. m. 36)

Dava ve Karar: Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

Davacılar vekili 09/12/2009 tarihli dilekçesi ile Sulh Hukuk Mahkemesinde açtığı davada; … İli, … İlçesi, … , Yabancı … mah. Cilt … , sayfa … Hane … de ve hane … de kayıtlı davacıların babası … ‘nin babası … ve … ‘ten 1325 (1909) … doğumlu … ‘nin gaipliğine karar verildiğini, … i’nin oğlu … ‘nin de ölümü ile geriye mirasçı olarak eşi … den olma çocukları, … , … , … , … , … , … ve … ile önceki eşi … ‘ten olma kızı … ‘yı bıraktığını, … ‘nin oğlu … ‘in ölümü ile eşi … ve çocukları … ve … ‘nın kaldığını, davacıların babası ve murisleri … … ‘nin 2576 sayılı Yasa hükümlerine göre babası … … ve annesi … olarak nüfusa kayıt edilmesine rağmen, unutularak yada sehven babası hanesine taşınmadığını, davacılara murisleri … … ‘nin amcası … … ‘nden miras geldiğini, ancak babası hanesine taşınmamış olması nedeni ile veraset ilamı çıkartamadıklarını, nüfus müdürlüğündeki tescil belgelerinden anlaşılmasına rağmen aile bağı kurulmadığından, nüfus kaydının düzeltilerek … ‘nin babası … … hanesine taşınmasına ve … … kardeşi muris … … ‘nin mirasçısı olduklarının tespitine ve veraset ilamının verilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesince, nüfus kaydının düzeltilmesi yönünden dava tefrik edilerek Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesince ise davanın soybağına ilişkin olması nedeni ile aile mahkemesinde bakılmak üzere görevsizlik kararı verilmiştir. … 8. Aile Mahkemesi davanın “nüfus idaresi tarafından yerine getirilmeyen işlemin mahkeme aracılığı ile tesisine” ilişkin olması nedeni ile Asliye Hukuk Mahkemesinde davaya bakılması yönünde karar vermiş, … 8. Aile Mahkemesi’nin bu kararı Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nce onanmış ve karar düzeltme istemi de reddedilmiştir. Bu aşamadan sonra davaya görevli Asliye Hukuk Mahkemesince bakılarak, “aynı konu hakkında Hacıbektaş Asliye Hukuk Mahkemesi’nde bakılan soybağının tespiti davasında davanın kabulüne karar verildiği, kabul kararının 2 H.D. 2017/11814-6696 sayılı ilamı ile bozulduğu mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verildiği, kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, davacıların temyiz istemi üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nce kararın onandığı, karar düzeltme isteminin de reddedildiği ve 09.11.2009 tarihinde kesinleştiği, 743 sayılı ve 4721 sayılı TMK, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu ile ilgili mevzuat gereği soybağının düzeltilmesi için ya Özel Kanunlar(af kanunları) yolu ile, ya anne ve babanın sonradan evlenmeleri suretiyle, ya babanın veya tanımaya yetkili olanların çocuğu tanıması suretiyle, yada mahkeme kararı ile(babalık davası neticesinde) düzeltilebileceği, dava konusu olan muris … … ‘nin durumunun bunlardan hiçbirine uymadığı, 28.06.1941 tarih 2530 sayılı Af Kanunu yürürlükte olmasına rağmen de buna göre herhangi bir işlem yapılmadığı, … ‘nin babası olduğu iddia edilen … … ile annesi olduğu iddia edilen … ‘nın evliliği olmadığı gibi kayden de bekar olduğu, … … ‘nin, babası olduğu iddia edilen … tarafından da tanınmamış olduğu ve soybağının tespitine ilişkin Hacıbektaş Asliye Hukuk Mahkemesinin verdiği kararın da 09.11.2009 tarihinde kesinleşmiş olduğundan … … ile … … arasında soybağı kurulması mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre davacıların murisi … … saklı nüfustan tescil edilmiştir. Davacıların iddiası da tescil işlemleri sırasında sehven babası hanesine kaydedilmeyen … ‘nin, yapılan tüm soruşturma ve soruşturma sırasında düzenlenen evraklar dikkate alınarak, babası … hanesine tescilidir. Yukarı da açıklanan, … 8. Aile Mahkemesi’nin görevsizlik kararı gerekçesi de, davanın açıklanan bu niteliğine dayanmış ve bu karar Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiştir. Bu bağlamda dava nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir.

1-Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 36.maddesi hükmüne göre, nüfus kayıtlarının düzeltilmesine (ad ve soyadı değişikliği davaları dahil) ilişkin davalarda nüfus müdürü veya memurunun bulunması ve kararın onların önünde verilmesi zorunludur. Bu yasa hükmü dikkate alınmadan Nüfus İdaresi Temsilcisinin yokluğunda yargılama yapılarak hüküm kurulması,

2-Dava hatalı nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkin olup, kamu düzenine ilişkin olan bu tür davalarda, hâkim maddi olguları re’sen araştırır ve kanıtları serbestçe takdir eder. Dava, türlü kanıtla ispatlanabilir. Bu ilke gözönünde bulundurularak … … ‘nin nüfusa tescili için yapılan başvuru sonrasında, nüfus idaresince yapılan soruşturma, soruşturma sırasında kolluk tarafından dinlenen tanık beyanları ile davacıların varsa ve münkün olduğunca yaşları itibarı ile olayı bilebilecek ve mahkemece dinlenecek olan tanıkların beyanları, olayla ilgili olarak ilgili mahallerde kolluk araştırması yaptırılıp, iddia ile ilgili olarak DNA testi yaptırılarak alınacak rapor ve toplanan tüm kanıtlar birlikte dikkate alınarak karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.

Sonuç: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek h … nde temyiz edene iadesine 08.03.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)