Soybağının reddi davası, baba ile çocuk arasındaki nesebe ilişkin bağın reddedilmesine ilişkin bir davadır. Söz konusu bu dava açıklanmadan evvel, öncelikle soybağı kavramının açıklanmasında fayda vardır.
Soybağı kavramı
Geniş anlamda soybağı, bir kimse ile onun ataları (üstsoyu) arasındaki biyolojik ve doğal bağlantıyı, dar anlamda soybağı ise yalnızca çocuklarla ana ve babaları arasındaki bağlantıyı ifade eder. Yeni Medeni Kanun’un aile hukuku kitabında düzenlenmiş olan soybağı bu dar anlamdaki soybağıdır. (MK m.282 vd.)
Soybağı, ana ile çocuk arasında doğum yoluyla kurulmaktadır. Baba ile çocuk arasında ise ana ile evlilik, tanıma ve hakim kararı ile kurulmaktadır. Bunların haricinde soybağı, evlat edinme ile de kurulmuş olmaktadır.
Soybağının Reddi Davası Nedir?
Soybağının reddi, yenilik doğuran bir dava niteliği taşıyan soybağının reddi davasının açılması suretiyle babalık karinesinin çürütülmesini ve böylece çocuk ile baba arasındaki soybağının ortadan kaldırılmasını ifade eder.
MK m.285’de kabul edilmiş olan babalık karinesi, doğuran kadının analığı karinesi (MK m.282/I “Çocuk ile ana arasındaki soybağı doğum ile kurulur.”) gibi kesin bir karine olmayıp adi bir karinedir. Evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üç yüz gün içinde doğan çocuğun babası kocadır. (MK m.285)
Babalık karinesi adi bir karine olduğu için aksini ispat etmek ve bu karineyi çürütmek mümkündür. Bu anlamda babalık karinesinin çürütülmesine ‘soybağının reddi’ bunu sağlayan davaya da soybağının reddi davası denir. Medeni Kanun soybağının reddine imkân tanımakla kocanın menfaatlerini korumuştur.
Soybağının reddi davası dışında baba ile çocuk arasındaki soybağının kaldırılması mümkün değildir. Soybağının reddi davası dışında bir dava ile örneğin tespit ya da nüfus kaydının düzeltilmesi davası ile koca ile çocuk arasında kurulan soybağını ortadan kaldırmaz.
Çocuk ile baba olmayan kişi arasındaki soybağı ortadan kaldırılmadıkça, çocuk gerçek babasına karşı babalık davası açamaz. Soybağının reddi davasının kazanılması, çocuk açısından babalık davası açılabilmesinin ön şartıdır.
4721 sayılı Medeni Kanun Madde 286 ve devamında soybağının reddine ilişkin düzenlemeler mevcut olup bu düzenlemeler uyarınca dava hakkının kim veya kimlere ait olduğu, ispat yükümlülüğü ve hak düşürücü süreler belirtilmiştir.
SOYBAĞININ REDDİ HALLERİ
1- Çocuğun Evlilik İçerisinden Ana Rahmine Düşmesi Halinde Soybağının Reddi
Çocuk evlilik içinde ana rahmine düşmüşse davacı, kocanın baba olmadığı ispat etmek zorundadır. TMK m.287 gereği evlenmeden başlayarak yüz seksen gün geçtikten sonra ve evliliğin sona ermesinden başlayarak üç yüz gün içinde doğan çocuk evlilik içinde ana rahmine düşmüş sayılır.
Davacının babalık karinesini çürütebilmesi için kocanın baba olmadığını, çocuğun bu kocadan olması ihtimalinin bulunmadığını, yani fiili imkânsızlık durumunu ispat etmesi gerekir.
Soybağını reddetmek isteyen davacı koca kritik dönem veya döllenme dönemi denilen ve doğumdan üç yüz gün öncesi ile yüz seksen gün öncesi arasında geçen 121 günlük dönemde karısıyla cinsel ilişkide bulunmuş olmasının fiilen imkânsız olduğunu ispatlamalıdır.
Koca, karısı ile cinsel ilişkinin imkânsızlığını ispatlamak yerine cinsel ilişki ile çocuğun doğumu arasında illiyet bağı olmadığını ispat ederek babalık karinesini çürütebilir ve soybağının reddini sağlayabilir. Bunu, örneğin iktidarsız olduğunu veya çocuk yapma kabiliyetinin bulunmadığını, karısının cinsel ilişkiden önce zaten gebe olduğunu ispatlayarak veya çocuğun ana babaya hiç benzemediğini ve başka bir ırkın özelliklerini taşıdığını kesin şekilde bilimsel olarak ispatlamak suretiyle yapabilir.
Çocuğun doğumu ile kocanın cinsel ilişki arasında illiyet bağının bulunmadığının ispatlanması hususunda başvurulabilecek yollardan biri de tıbbi inceleme yöntemlerinin kullanılmasıdır. Tıbbi inceleme noktasında kullanılabilecek iki yöntem vardır. Bunlardan birincisi kan muayenesi ikincisi ise genetik incelemelerdir. Bu bağlamda MK m.284/2’de tıbbi yöntemlere cevaz verilmiştir. Maddeye göre “Taraflar ve üçüncü kişiler, soybağının belirlenmesinde zorunlu olan ve sağlıkları yönünden tehlike yaratmayan araştırma ve incelemelere rıza göstermekle yükümlüdürler. Davalı, hâkimin öngördüğü araştırma ve incelemeye rıza göstermezse, hâkim durum ve koşullara göre bundan beklenen sonucu, onun aleyhine doğmuş sayabilir.”
2- Çocuğun Ana Rahmine Evlilikten Önce ya da Ayrılık Sırasında Düşmesi Halinde Soybağının Reddi
Medeni Kanun’un konuyu düzenleyen 288. maddesine göre; “Çocuk, evlenmeden önce veya ayrı yaşama sırasında ana rahmine düşmüşse, davacının başka bir kanıt getirmesi gerekmez. Ancak gebe kalma döneminde kocanın karısı ile cinsel ilişkide bulunduğu konusunda inandırıcı kanıtlar varsa, kocanın babalığına ilişkin karine geçerliliğini korur.” Bu hüküm bağlamında çocuğun evlenme sözleşmesinden itibaren asgari gebelik süresi olan yüz seksen günden daha az bir sürede doğduğu veya kadının gebe kaldığı zamanda kocasından ayrılığına hükmedilmiş bulunduğu anlaşılırsa, koca soybağının reddi davasında başka herhangi bir delil getirmek mecburiyetinde değildir.
Babalık karinesini çürütmek isteyen kocanın, çocuğun ana rahmine evlenmeden düşmüş olması ihtimalinde yapması gereken tek iş çocuğun kendisinden olmadığını söyleyerek soybağının reddi davası açmasıdır. Ayrıca ispat etmeye ihtiyacı yoktur.
Çocuğun ayrı yaşama esnasında ana rahmine düşmesi ihtimalinde davacı koca, muhtemel gebe kalma döneminin karısıyla ayrı yaşadığı döneme denk geldiğini ispatlayacaktır. Davacı kocanın bunun harici bir durumu ispatlaması gerekmez.
SOYBAĞININ REDDİ DAVASINDA DAVACI TARAF
1- Soybağının Reddi Davasının Koca Tarafından Açılması
Soybağının reddi davası esas olarak, çocuğun babasının koca olduğu düşüncesine dayandığı için bu davayı açma hakkı ilk etapta kocaya tanınmıştır. (MK m.286/1) Soybağının reddi davası açma hakkı kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardan olması hasebiyle bu davanın bizzat koca tarafından açılması gerekir. Bu noktada koca sınırlı ehliyetsiz olsa dahi bu davayı yasal temsilcisinin iznine gerek duymadan açabilir. (MK m.16/1)
Koca tam ehliyetsiz ise yasal temsilcisinin ya da atanacak bir kayyımın onun adına dava açması mümkün değildir. Ancak MK m.291 hükmü şartları çerçevesinde diğer ilgililerin kendi adlarına dava açma hakkı doğabilir.
2- Soybağının Reddi Davasının Çocuk Tarafından Açılması
TMK m.286/II gereği çocuk soybağının reddi davasını açma hakkına sahiptir. Ergin olmayan çocuk adına soybağının reddi davası kendisine atanacak kayyım tarafından açılır. (MK m.291/2) Çocuğa kayyım atanmamışsa çocuk ergin olduktan bir yıl içinde bizzat kendisi dava açabilir. (MK m.289/2)
Çocuğun dava açmadan ölmesi halinde soybağının reddi davası açma hakkı sona erecektir. Bu noktada dava açma hakkının mirasçılara geçmesi söz konusu olmaz.
3- Diğer İlgililer
TMK m. 291 “Dava açma süresinin geçmesinden önce kocanın ölmesi veya gaipliğine karar verilmesi ya da sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybetmesi hâllerinde kocanın altsoyu, anası, babası veya baba olduğunu iddia eden kişi, doğumu ve kocanın ölümünü, sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybettiğini veya hakkında gaiplik kararı alındığını öğrenmelerinden başlayarak bir yıl içinde soybağının reddi davasını açabilir.”
TMK m.291 çerçevesinde soybağının reddi davası açma hakkı tanınan kocanın altsoyu, ana ve babası ve çocuğun gerçek babası olduğu iddiasında olan kişi, ancak dava açma süresinin geçmesinden önce kocanın ölmesi veya gaipliğine karar verilmesi ya da sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybetmesi hallerinde dava açabileceklerdir.
Koca dava açma süresi içerisinde dava açmamışsa sürenin sona ermesinden sonra kocanın ölümü, gaipliğine karar verilmesi veya sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybetmesi kocanın altsoyunun, ana ve babasının ve çocuğun gerçek babası olduğu iddiasında olan kişinin soybağının reddi davasını açma hakkına sahip olmaları neticesini doğurmaz.
Soybağının reddi davası açmaya hakkı bulunan diğer ilgililerin dava hakkı kanun tarafından doğrudan kendilerine tanınmıştır. Kocanın dava hakkının intikali gibi bir durum değildir. Soybağının reddi imkânına sahip ilgililerin dava hakkı birbirinden bağımsız olduğu için ilgilerden birinin açtığı soybağının reddi davasının kaybı diğerlerinin dava hakkını etkilemez.
SOYBAĞININ REDDİ DAVASINDA DAVALI TARAF
1- Ana ve Çocuk
Soybağının reddi davası koca tarafından açıldığı takdirde davalı ana ve çocuktur. Ana ve çocuk arasında mecburi dava arkadaşlığı vardır. Yalnız ana veya yalnız çocuğa karşı açılan soybağının reddi davası reddedilir.
Koca tarafından açılan soybağının reddi davası çocuğun ölümü halinde ana ile çocuğun mirasçılarına yöneltilir. Ananın ölümü halinde yalnız çocuğa yöneltilir. Ana ve çocuğun ölümü halinde ise soybağının reddi davasının açılması davacı kocanın soybağının reddinde menfaatinin bulunması durumunda ancak mirasçılara yöneltilecektir.
2- Ana ve Koca
Soybağının reddi davasını çocuk veya çocuğu atanan kayyım tarafından açılması halinde davalı ana ve kocadır. (TMK m.286/II) Her iki halde de ana ve koca arasında mecburi dava arkadaşlığı vardır.
TMK m.291 gereği ilgililer tarafından açılan soybağının reddi davasında, kocanın açacağı soybağının reddi davasına ilişkin hükümlerin kıyasen uygulanmasını öngörmektedir. Bu bağlamda soybağının reddi davasının kocanın altsoyu, ana ve babası tarafından açıldığı hallerde davalı tarafta ana ve çocuk, davanın gerçekte baba olduğu iddiasında olan kişi tarafından açılması halinde ise davalı tarafta ana, çocuk ve kocanın yer alması gerekir
SOYBAĞININ REDDİ DAVASINDA GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME
Soybağının reddi davası, davacı ve davalının dava veya çocuğun doğumu esnasındaki yerleşim yeri mahkemesinde açılabilecektir.(TMK m.283) Taraflardan hiçbirinin Türkiye’de yerleşim yerinin bulunmaması durumunda soybağının reddi davasında yetkili mahkeme 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un 41.maddesi hükmüne göre belirlenecektir. Anılan maddeye göre; “Türk vatandaşlarının kişi hallerine ilişkin davaları, yabancı ülke mahkemelerinde açılmadığı veya açılamadığı takdirde, Türkiye’de yer itibariyle yetkili mahkemede, bulunmaması halinde ilgilinin sakin olduğu yer, Türkiye’de sakin değilse Türkiye’de son yerleşim yeri mahkemesinde, o da bulunmadığı takdirde Ankara, İstanbul veya İzmir mahkemelerinden birinde görülür.”
Soybağının reddedilmesi davasında görevli mahkeme ise Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev Yargılama Usullerine Dair Kanun’un 4.maddesi bağlamında aile mahkemeleridir. Aile mahkemesi kurulamayan yerlerde Aile Mahkemesi sıfatıyla Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olacaktır.
SOYBAĞININ REDDİ DAVASINDA HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRELER
Soybağının reddini talep etmek yenilik doğurucu bir haktır ve yenilik doğurucu haklar kural olarak zamanaşımına değil hak düşürücü süreye tabidir. Burada belirtilen sürelerin hak düşürücü süre olması sürelerin durmasına ve kesilmesine engel oluşturmaktadır. Sürenin dolduğu hâkim tarafından kendiliğinden dikkate alınır.
MK m.289/1 düzenlemesine göre; “Koca, davayı, doğumu ve baba olmadığını veya ananın gebe kaldığı sırada başka bir erkek ile cinsel ilişkide bulunduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl, içinde açmak zorundadır.”
Soybağının reddedilmesi davasında davacı çocuk ise ergin olduğu tarihten başlayarak en geç bir yıl içinde davayı açmalıdır. (MK m289/2) Ergin olmayan çocuğa atanacak kayyım ise atama kararının kendisine tebliğinden itibaren bir yıl, herhalde doğumdan başlayarak beş yıl içinde soybağının reddedilmesine ilişkin davasını açacaktır. (MK m.291/2) Çocuğa kayyım atanmamış veya çocuğa atanan kayyım tarafından dava açılmamış olması çocuğun ergin olduktan sonra dava açmasına engel oluşturmaz.
Diğer ilgililer (kocanın altsoyu, ana ve babası, gerçek baba olduğunu iddia eden kişi) soybağının reddi davasını, doğumu ve kocanın ölümünü, ayırt etme gücünü sürekli olarak kaybettiğini veya hakkında gaiplik kararı verildiğini öğrenmelerinden itibaren bir yıl içinde açabileceklerdir. (MK m.291/1)
Dava Açma Sürenin Uzatılması
4721 sayılı Yeni Medeni Kanun m.289/3 hükmünü öngörmüştür. Maddeye göre; “Gecikme haklı bir sebebe dayanıyorsa, bir yıllık süre bu sebebin ortadan kalktığı tarihte işlemeye başlar.” Bu hüküm uyarınca soybağının reddi davasının süresinde açılamadığı hallerde, gecikme haklı bir sebebe dayanıyorsa, soybağının reddi davasına ilişkin olarak kabul edilen bir yıllık süre haklı sebep teşkil eden durumun ortadan kalktığı tarihten itibaren başlayacaktır.
MK m.289/3 her ne kadar koca ve çocuğun dava hakkına ilişkin olsa da MK m.291/3 bağlamında diğer ilgililerin dava açma hakkı bakımından da uygulanacaktır. Hangi durumların haklı neden oluşturacağının takdiri TMK m.4 bağlamında hakime aittir.
SOYBAĞININ REDDİ DAVASININ SONUÇLARI
Mahkemece verilen soybağının reddedilmesine ilişkin karar kesinleşince, çocuk ile koca arasındaki soybağı ortadan kalkar. Çocuğun anaya karşı soybağında herhangi bir değişiklik olmaz.
Davacının soybağının reddine ilişkin talebinin mahkemece kabulü neticesinde verilen hükmün sonucu, çocuk lehine o güne kadar geçerli olan babalık karinesinin artık hüküm ifade etmemesidir.
Soybağının reddedilmesi davasında soybağının reddedilmesine ilişkin kararı yenilik doğuran bir hüküm niteliğinde olduğu için hükmün kesinleşmesiyle beraber çocuk ile koca arasındaki soybağı geçmişe etkili olarak, çocuğun doğumu tarihinden itibaren ortadan kalkar. Çocuk doğumdan itibaren baba yönünden soybağına sahip olmayan çocuk haline gelir.
Soybağının reddedilmesi kararı ile anasına kalan çocukla, anasının kocası arasında hukuken hiçbir ilişki ve bağ kalmadığından çocuk, anasının kocasının soyadını taşıyamaz, mirasçısı olamaz.
Soybağının reddedilmesi kararı herkese karşı etkilidir. Soybağı statüsünde oluşan değişiklik dava açsın açmasın herkesi etkiler.
Soybağının reddine ilişkin karar geçmişe etkili olduğu için kocanın, çocuğa karşı soybağının mevcudiyetinden kaynaklanan bakım ve eğitim harcamalarını karşılama yükümlülüğü ile nafaka yükümlülüğü son bulduğu gibi çocuk için daha önce yapılan edimlerin iadesi sebepsiz zenginleşme hükümleri (BK.m.61 vd.) kapsamında anadan ve çocuk ile soybağının kurulması durumunda gerçek babadan istenebilir. Çocuğa karşı iade talebinin yöneltilmesine ise BK.m.63/1 engel oluşturur.