Borçlunun Aciz Hali İspatlanmazsa Tasarrufun İptali Davasının Reddine Karar Verilir

Somut olayda, davanın kabulüne karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemiştir. Dava koşulları yönünden dosya incelendiğinde, davacının alacağının Kozan İcra Müdürlüğünün takip dosyasındaki alacağa dayalı olduğu, borcun kaynağının 20/02/2015 tarihli 50.000,00 TL miktarındaki çek olduğu, takibin kesinleştiği, alacağın gerçek olduğu sabittir. Ancak takip dosyasında borçlu şirketin adresinde yapılan hacizde; şirket işyerinin kapalı olduğu, etraftaki esnaftan şirket yetkililerinin sorulduğu, daha sonra borçlu şirket yetkilileri ile telefonla görüşüldüğünde borcu ödemek için süre istedikleri, çilingir temin edilemediğinden haciz işlemine son verildiği anlaşılmıştır. Buna göre; adresteki işyerine girilerek herhangi bir mal varlığına ilişkin tespit olmadığından haciz tutanağı İİK’nun 105. maddesi gereğince aciz belgesi niteliğinde değildir. Bu nedenle, borçlunun aciz hali ispatlanmadığından ön koşul yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

T.C YARGITAY
17.Hukuk Dairesi
Esas: 2019/ 5516
Karar: 2021 / 421
Karar Tarihi: 01.02.2021

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı … Tar. Ür. Şti. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Davacı vekili, davalı borçlu … Tarım Ürünleri Ambalaj Malzemeleri Gıda İnşaat Taah. İnşaat Malzemeleri Hırdavat Turizm Nakliyat Otomotiv Malzemeleri Petrol İtr. İhr. Dahili Ticaret Ltd. Şti.’nin alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla adına kayıtlı … plakalı aracı 27.2.2015 tarihinde davalı …’e, onun da 4.5.2015 tarihinde dahili davalı …’ya sattığını belirterek davalılar arasındaki tasarrufların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı borçlu şirket vekili, Adana Mahkemelerinin yetkili olduğunu, tasarrufun borçtan önce yapıldığını aciz belgesi sunulmadığını, aracın 45.000,00 TL bedelle satıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Davalı …, Adana Mahkemelerinin yetkili olduğunu, aracı 45.000,00 TL bedelle aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.

Dahili davalı … savunma yapmamıştır.

Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davanın kabulü ile … Tarım Ürünleri Ambalaj Malzemeleri Gıda İnşaat Taahhüt İnşaat Malzemeleri Hırdavat Turizm Nakliyat Otomotiv Malzemeleri Petrol İthalat İhracaat Dahili Ticaret Ltd. Şti.’nin … plakalı araçla ilgili Davalı … ‘e 27.02.2015 tarihinde yapmış olduğu devir işleminin tasarrufunun iptali ile davacıya Kozan İcra Müdürlüğü’nün 2015/687 sayılı takip dosyasındaki alacak ve fer’ileri ile sınırlı olmak üzere cebri icra yetkisi tanınmasına karar verilmiş; hüküm, davalı … Tar. Ür. Şti. vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.

1-İİK’nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da “iyiniyet kurallarına aykırılık” nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte, yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.

Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. İİK’nun 105.maddesine göre; borçlunun haczi kabil malı bulunmadığına ilişkin haciz tutanağı İİK’nun 143. maddesindeki aciz belgesi hükmündedir.

Somut olayda, davanın kabulüne karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemiştir.

Dava koşulları yönünden dosya incelendiğinde, davacının alacağının Kozan İcra Müdürlüğünün 2015/687 sayılı takip dosyasındaki alacağa dayalı olduğu, borcun kaynağının 20/02/2015 tarihli 50.000,00 TL miktarındaki çek olduğu, takibin kesinleştiği, alacağın gerçek olduğu sabittir. Ancak takip dosyasında 17/04/2015 tarihinde borçlu şirketin adresinde yapılan hacizde; şirket işyerinin kapalı olduğu, etraftaki esnaftan şirket yetkililerinin sorulduğu, daha sonra borçlu şirket yetkilileri ile telefonla görüşüldüğünde borcu ödemek için süre istedikleri, çilingir temin edilemediğinden haciz işlemine son verildiği anlaşılmıştır.

Buna göre; adresteki işyerine girilerek herhangi bir mal varlığına ilişkin tespit olmadığından 17/04/2015 tarihli haciz tutanağı İİK’nun 105. maddesi gereğince aciz belgesi niteliğinde değildir. Bu nedenle, borçlunun aciz hali ispatlanmadığından ön koşul yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

2-Bozma neden ve şekline göre davalı … Tar. Ür. Şti. vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … Tar. Ür. Şti. vekili vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre davalı … Tar. Ür. Şti. vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı … Tar. Ür. Şti.’ne geri verilmesine 01/02/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.