İhtiyati haciz, para alacaklarına ilişkin doğmuş ya da doğacak takibin sonucunun güvence altına alınması için mahkeme kararı ile borçlunun malvarlığına el konulmasını sağlayan geçici bir hukuki korumadır.
Yargıtay’a göre, ihtiyati haciz; asıl icra takip işlemine yardımcı olan, ona güvence sağlayan, yapılacak icra takibinden veya açılacak davadan önce ya da sonra uygulanan bir tür koruma işlemidir. (HGK, 16.02.2000, E. 2000/12-49 K.2000/94; 12.HD 22.04.2015 E.2014/35320 K.2015/10927)
İhtiyati haciz ve ihtiyati tedbir iki farklı kavramdır. Her ikisinin de geçici hukuki koruma yöntemi olmasının yanında ihtiyati haciz para alacaklarına ilişkin olup İcra İflas Kanunu’nda(İİK m.257 vd.) düzenlenmişken; ihtiyati tedbir para dışındaki mal, hak ve alacaklar için kabul edilmiş bir geçici hukuki koruma yöntemidir ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda düzenlenmiştir (HMK m.389 vd.)
İhtiyati haciz sayesinde alacaklının durumunun daha fazla kötüleşmesi önlenmiş olur. İhtiyati haciz kararı alınıp karar uygulanmadıkça borçlunun malları üzerindeki tasarruf etme yetkisi vardır. İhtiyati haciz müessesesi ile borçlu ile malları arasındaki bağ koparılmış böylece de borçlunun (ister iyiniyetli ya da isterse kötü niyetli olarak) mallarını devretmesi ve tüketmesi önlenmiş olur.
I- İHTİYATİ HACİZ ŞARTLARI
İhtiyati haczin şartları İİK 257. Maddesinde düzenlenmiştir. Vadesi gelmiş alacaklar ve vadesi gelmemiş alacaklar için ihtiyati haciz şartları farklıdır.
1-Vadesi Gelmiş Alacakları İçin İhtiyati Haciz Şartları (İİK m.257/1)
-İhtiyati haciz isteminde bulunan kişinin «alacaklı» sıfatını taşıması gerekir. Kambiyo senedine dayanarak ihtiyati haciz isteminde bulunan alacaklının ticaret hukuku bakımından «haklı (meşru) hamil» durumunda olması gerekir.
-Alacaklının medeni hakları kullanma ehliyetine sahip bir kişi de olması gereklidir. Sulh mahkemesince «bir meslek ve sanatın icrası için kendisine izin verilen velayet altındaki çocuklarla, vesayet altındaki kimseler», ayrık olarak, bu meslek veya sanatın icrasından doğan alacakları için ( MK. m. 359, 453) ihtiyati haciz isteminde bulunma hakkına sahiptirler.( Uyar, T., Uyar, A., Uyar, C. 2018)
İhtiyati haczin vekâleten istenmesi de mümkündür. Acele hallerde, özellikle güvence (teminat) gösterilmişse, «vekaletname gösterilmese bile» vekilin, «alacaklının vekaletine sahip olduğuna» ilişkin beyanı ile yetinilebilir. (Berkin, N. 1972)
-İhtiyati haciz talep edebilmek için alacağın bir para alacağı olması gerekir. Paranın kaynağı ve bağlı olduğu belgenin bir önemi yoktur.
-İhtiyati haciz talep edebilmek için alacağın rehinle güvence altına alınmamış olması gerekir. Çünkü rehinle teminat altına alınmış olan alacak için ayrıca bir emniyet tedbiri olduğunu söylediğimiz ihtiyati haciz müessesesine gerek yoktur. Bu durumda alacaklının alacağı zaten rehin ile güvencededir. Ancak alacağın rehni aşan kısmı için ihtiyati haciz talep edilebilir. Ayrıca asıl borç rehinle temin edilmiş olsa bile kefiller hakkında ihtiyati haciz kararı verilebilir.
-Para borcunda vadesi gelmiş ve buna rağmen borçlunun ödeme yapmamış olması gerekir. Borçlunun temerrüde düşürülmesi aranmadığı gibi borçluya ihtar çekilmesi de gerekmez.
2-Vadesi Gelmemiş Alacakları İçin İhtiyati Haciz Şartları (İİK m.257/2)
-Borçlunun bir yerleşim yerinin olmaması gerekir. Alacaklının bu maddeye dayanarak ihtiyati haciz talebinde bulunması halinde, borçlunun belli bir yerleşim yerinin olmadığı hususunda mahkemeye kanaat getirmesi gerekir. (Uyar,T., 1990) Ayrıca borçlunun bir yerleşim yerinin olmaması hiç yerleşim yerinin bulunmaması anlamında değil aynı zamanda var olan yerleşim yerlerini sık sık değiştirmesi şeklinde anlaşılması gerekir. (Berkin, N., 1962)
-Borçlunun, yükümlülüklerinden kurtulmak maksadı ile; mallarını gizlemesi, mallarını kaçırmaya hazırlanması, kaçmaya hazırlanması, kaçması, alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunması, gerekir.
Bu ihtiyati haciz sebepleri dışında, Kanun’da ayrıca ve özel olarak
-Konkordatonun tasdiki talebinin reddi halinde ( İİK m.301/II),
-Konkordatonun tamamen feshi halinde ( İİK m. 308/II),
-Konkordato mühletinin kaldırılması halinde ( İİK m. 290/IV) ve
-İptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkına ( İİK m. 281) ihtiyati haciz istenebileceği öngörülmüştür. (Bulur, A. 2018)
II- İHTİYATİ HACİZ YARGILAMASI VE KARARI
İhtiyati haciz bir dava değildir. İhtiyati haciz henüz icra takibinin başlamadığı ya da davanın açılmadığı bir aşamada alınabileceği gibi dava açıldıktan ya da icra takibi başladıktan sonra alınabilir.
Görevli Mahkeme:
İhtiyati haciz alacaklı tarafından bir dilekçe ile genel mahkemelerden istenir. Dava açıldıktan sonra ancak davaya bakan mahkemeden ihtiyati haciz talep edilebilecektir. Hakemler ve icra mahkemeleri kural olarak ihtiyati hacze karar veremez. İstisnai olarak, konkordato mühletini konkordato komiserinin raporu doğrultusunda kaldıran icra mahkemesi, teminat aramaksızın borçlunun haczedilebilen tüm malları hakkında ihtiyati haciz kararı verebilir.(İİK m. 290/III, IV m.301/II)
Yetkili Mahkeme:
Yetkili mahkemenin belirlenmesinde genel hükümler (HMY m.5-20) uygulanır.( İİK m.258/I yollamasıyla m.50) Kamu düzenine ilişkin yetki durumu söz konusu olmadıkça mahkeme kendiliğinden yetkili olup olmadığına bakamaz; doğrudan yetkisizlik kararı veremez.
Yargılama:
İİK m.258/1’e göre, alacaklı ihtiyati haciz talebinde, alacağı ve gerekli görülmesi halinde ihtiyati haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur. İhtiyati haciz talebinde özellikle, alacağın rehinle temin edilmemiş bulunduğu ve alacağın muaccel olduğu hakkında hâkime inandırıcı açıklamalar yapılır ve bunların delilleri de verilir. Burada tam ispat aranmaz, yaklaşık ispat ile yetinilir.
Mahkeme tarafları dinleyip dinlememe konusunda serbestiye sahiptir. Karşı taraf dinlenmeden alacaklının istemi üzerine ihtiyati haciz kararı verilmesi mümkündür. (İİK m.258/II) Borçluya tebligat yazılması ve borçlunun dinlenmesi için gerekli zaman içinde borçlunun mallarını kaçırması ihtimali varsa, mahkeme, borçluyu dinlemeden ihtiyati haciz kararı verir. Uygulamada genellikle borçlu taraf dinlenmeden (duruşmasız) ihtiyati haciz kararı verilmektedir.
Karar:
Mahkeme inceleme sonucunda ihtiyati hacze ilişki talebinin kabulü ya da reddi yönünde karar verir. İhtiyati haciz talebinin reddi halinde alacaklı, itiraz kanun yoluna başvurabilir.(İİK m.258/III)
İhtiyati haciz talebinin kabulü halinde, karar veren mahkeme bu karar ile birlikte kural olarak alacaklıdan teminat alınmasına da karar verir.( İİK m.259) Ancak;
-Alacak ilama dayanıyorsa, alacaklı taraf adli yardımdan yararlanıyorsa teminat alınmaz.
-Alacak ilam niteliğinde bir belgeye dayanıyorsa mahkeme teminat alınıp alınmayacağını takdir eder.
-Konkordato tasdiki talebinin reddi halinde ve konkordatonun tamamen feshi halinde asliye ticaret mahkemesi konkordato mühletinin kaldırılması halinde ise icra mahkemesi, teminat aramaksızın borçlunun tüm malları hakkında İhtiyati hacze ilişkin karar verir.
-Tasarrufun iptali davasında, hakim iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında, alacaklının talebi üzerine İhtiyati hacze ilişkin karar verebilir. Bu durumda teminat gerekip gerekmediği mahkeme tarafından takdir olunur.
İhtiyati haciz isteyen alacaklı, hacizde haksız çıktığı takdirde borçlunun ve üçüncü kişinin bu yüzden uğrayacakları bütün zararlardan sorumlu olup, HUMK m.96 da belirtilen teminatı vermeye mecburdur (m.259/1). Alacak, bir ilama dayandığı takdirde teminat aranmaz (m.259/II). Bunun için ilamın kesinleşmiş olması da aranmaz (Yılmaz E. 2001). Ayrıca konkordatonun reddi halinde verilen İhtiyati hacze ilişkin kararda da teminat aranmaz (İİK.m.301/II). Alacağın ilam niteliğindeki bir belgeye dayandırılması halinde (m.38) teminat gösterilmesine gerek olup olmadığını mahkeme takdir eder (m.259/III). Gösterilecek teminatın cinsi HUMK m.96 a göre tayin edilir. Uygulamada genellikle alacağın %10 ile %15 arasında teminat alınmaktadır.( Akdeniz, U. 2006)
Alacaklı takdir edilen teminatı mahkeme veznesine yatırdığını gösteren makbuzu mahkeme dosyasına ibraz eder ve ihtiyati haciz kararı kendisine ancak o zaman verilir. O halde, alacaklı mahkemece takdir edilen teminatı mahkeme veznesine yatırmadıkça İhtiyati hacze ilişkin karar kendisine verilmeyeceği için, teminat yatırılmadıkça İhtiyati hacze ilişkin kararın uygulanması da mümkün olmaz. (Muşul, T., 2001)
III- İHTİYATİ HACİZ İCRASI
Alacaklı, İhtiyati hacze ilişkin kararın verildiği tarihten itibaren on gün içinde kararı veren mahkemenin yargı çevresindeki icra dairesinden kararın icrasını istemesi gerekir. Aksi durumda İhtiyati hacze ilişkin karar re ’sen kalkar.(İİK m.261/I) Ancak bu on günlük süre, alacaklının İhtiyati hacze ilişkin kararın icrasını isteyebileceği süre olup, icra dairesinin aynı on günlük süre içinde ihtiyati haciz kararını icra etmesi şart değildir.
İcra memuru, yasanın öngördüğü on günlük süreyi re ’sen gözetmek zorundadır. Aksi takdirde, bu süre geçtikten sonra yapılan talebi kabul ederek uyguladığı ihtiyati haciz işlemi hakkında, gerek borçlunun ve gerekse diğer alacaklıların infazı yapan icra dairesinin bağlı olduğu tetkik merciine şikayette bulunma hakları vardır. Bu şikayet bir süreye bağlı değildir. Çünkü İİK’nın bu maddesi kamu düzeniyle ilgili buyurucu bir hükümdür.
İcra dairesi, İhtiyati hacze ilişkin karara uygun olarak, genel hükümlere göre ihtiyati haczi uygular. (İİK m.261/II) İhtiyati haczin yerine getirilmesine ilişkin şikâyetler, icra işlemini yapan icra dairesinin bağlı bulunduğu icra mahkemesine yapılır. (İİK m.261/III)
İcra dairesi ihtiyaten haczedilen mallar üzerine genel hükümlere göre muhafaza tedbiri alır. İhtiyati haczi uygulayacak icra dairesi, İhtiyati hacze ilişkin kararın verilmesi için gerekli maddi ve şekli şartları araştırmaz. İcra dairesi ihtiyati haczin hukuka uygunluğunu araştırmaz. Ancak kararın yanlış olması icrasını etkiliyorsa icra memuru uygulamamalıdır. Bu durumda icra dairesi İhtiyati hacze ilişkin kararı değil kararın icrasının uygulanmasını reddedecektir.
Haczi uygulayan memur, haciz tutanağı düzenler. İcra dairesi tutanağın bir suretini üç gün içerisinde haciz sırasında hazır bulunmayan alacaklı, borcu ve gerektiğinde üçüncü kişilere tebliğ eder.(İİK m.262)
İhtiyati haczin icrası esnasında borçlu ve üçüncü kişi, icra müdüründen haczedilen şeylerin teminat karşılığında kendilerine bırakılmasını talep edebilir. (İİK m.263) Borçlu, haczedilen malların değerini depo etmek, icra müdürü tarafından kabul edilecek esham ve tahvilat, menkul ve gayrimenkul rehni veya muteber banka kefaletini teminat gösterebilir. Üçüncü kişiden ise bu teminat türlerinden biri değil, bir taahhüt senedi alınacaktır.
Hacizden Sonra Satış İsteme Süreci
İhtiyati haczi koyduran alacaklı satış isteyemez. Ancak ihtiyaten haczedilen malların kıymeti süratle düşüyor ya da muhafazası masraflıysa icra müdürü malların satılmasına her zaman karar verebilir. ( İİK m.108,113)
İhtiyati haciz koyduran alacaklı, ihtiyati haciz kesin hacze dönüşmedikçe satış isteyemez. İhtiyati haciz konulduktan sonra başka bir alacaklı, kesin haciz koydurursa, daha önce haciz koyduran alacaklı, İİK m.100’deki şartlarla ikinci alacaklının koydurduğu kesin hacze kendiliğinden ve geçici olarak katılabilir.( İİK m.268/I)
İhtiyati haciz alacaklıya herhangi bir rüçhan hakkı vermez; ancak, yapmış olduğu ihtiyati haciz masraflarını, malın satış tutarından öncelikle alır. (İİK m. 268/II, III)
Rehinden önce ihtiyati veya icrai haciz bulunması durumunda kamu alacakları dahil hiçbir haciz rehinden önceki hacze katılamaz.
IV- İHTİYATİ HACİZ KARARININ KALDIRILMASI
İhtiyati haczin kaldırılması iki şekilde mümkündür: 1.İtiraz 2.Teminat gösterme.
1-İhtiyati Haciz Kararına İtiraz
İhtiyati hacze karşı borçlu ve üçüncü kişi itiraz edebilir.
İhtiyati hacze ilişkin karara itiraz İcra İflas Kanunu madde 265-266 arasında düzenlenmiştir. İİK m.265/I “Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi hâlde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir”.
İtiraz, mahkemenin yetkisine, ihtiyati haciz nedenlerine ve teminata ilişkin olabilir. İhtiyati hacizde, ihtiyati hacze karar verilirken borçlu dinlenilmemişse bu karara karşı ona itiraz olanağı tanınmıştır Ancak borçlu dinlenilerek İhtiyati hacze ilişkin karar verilmişse daha sonra borçlu ihtiyati hacze itiraz edemez. Borçlu dışındaki üçüncü kişiler de ancak ihtiyati hacizle menfaatleri ihlal edilmişse ihtiyati hacze itiraz edebilirler. Üçüncü kişilerin mahkemenin yetkisine itiraz etme olanakları yoktur. ( İİK m.265/II)
İhtiyati hacze ilişkin karara karşı kararı veren mahkemede itiraz edilir. Ancak İhtiyati hacze ilişkin karar verildikten sonra alacaklı borçluya karşı dava açmışsa itiraz davanın açıldığı yer mahkemesine yapılmalıdır.
2- İhtiyati Haciz Kararına Karşı İtiraz Süresi
İhtiyati hacze ilişkin karara karşı yedi gün içinde itiraz edilebilir. Yedi günlük süre hak düşürücü niteliktedir. Bu süre, İhtiyati hacze ilişkin kararı borçlu hazır olduğu halde icra edilmişse, haczin uygulandığı, borçlunun yokluğunda yapılan ihtiyati hacizlerde ise haciz tutanağının borçluya tebliğ edildiği tarihten itibaren işlemeye başlar. (İİK m.266/I) Üçüncü kişiler açısından ise süre ihtiyati haczin öğrenildiği tarihte başlar. ( İİK m.265/II)
3- İtirazın İncelenmesi
Mahkeme itiraz üzerine tarafları duruşmaya çağırır. Ancak taraflar gelmese dahi hakim dosya üzerinden yaptığı inceleme sonunda itirazı kabul veya reddeder. ( İİK m.265/IV)
İtirazı kabul eden mahkeme, duruma göre önceki İhtiyati hacze ilişkin kararı kaldırabilir veya değiştirebilir.
4- İtiraz Üzerine Verilen Karara Karşı Kanun Yolu
İtiraz üzerine verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir. İstinaf kanun yoluna başvuru İhtiyati hacze ilişkin kararın icrasını durdurmaz. 2005 yılında 5311 Sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önce, itiraz üzerine verilen kararlara karşı temyiz yoluna başvurulabiliyordu. 5311 sayılı İİK.’da Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun‘un 17. maddesi ile İİK.‘nin 5. fıkrası “itiraz üzerine verilen karara karşı istinaf yoluna başvurabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir. İstinaf yoluna başvuru, ihtiyati haciz kararının icrasını durdurmaz.” şeklinde değiştirilmiştir.
İhtiyati hacze itirazın hangi mahkemece inceleneceği konusunda
Yüksek Mahkeme;
-İK 257. maddesi uyarınca İhtiyati hacze ilişkin kararın kaldırılması isteminin reddine dair kararın temyizi istemine ilişkin davada; görev hususunun mahkemesince re’sen yargılamanın her aşamasında öncelikle gözetilmesi gerektiği; davanın 12.02.2014 tarihinde 6100 sayılı HMK’nun yürürlüğünden sonra açılmış olması da gözetildiğinde asıl uyuşmazlığa bakmakla görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olduğu; ihtiyati haciz istemi asıl uyuşmazlığa bağlı bir istem olup sulh hukuk mahkemesince karara bağlanması gerektiğini (6. HD. 25.02.2016 T. 4143/1384)
-İhtiyati haciz kararından önce, ihtiyati hacze konu olan senetlerle ilgili olarak icra takibi yapıldığı ve vaki itiraz üzerine itirazın iptali davası açıldığı, bu durumda ihtiyati hacze itirazın, alacağın esasını inceleyen mahkemece değerlendirilmesi gerektiğini (11. HD. 29.05.2015 T. 3477/7318)
-İhtiyati hacze itirazın, İhtiyati hacze ilişkin kararı veren mahkeme tarafından incelenmesi gerektiğini (19. HD. 23.03.2015 T. 1680/4050)
-İcra ve İflas Kanunu’nun 265/1. maddesi uyarınca kendisi dinlenilmeden İhtiyati hacze ilişkin karar verilen borçlu, verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı kararı veren mahkemeye müracaatla itiraz edebileceğini- İhtiyati haciz talep eden alacaklının, ihtiyati hacze itiraz edilmeden önce başka bir mahkemede alacak davası açması halinde bu defa ihtiyati haciz kararına yapılan itiraz, İhtiyati hacze ilişkin kararı veren mahkeme tarafından değil esasa ilişkin davanın açıldığı mahkeme tarafından inceleneceğini (11. HD. 06.02.2015 T. 349/1402)
-Borçlunun ihtiyati haczin kaldırılması istemi ‘teminat karşılığında’ değil, ‘alacağın muaccel olmadığı’ gerekçesine dayandırmış olması halinde bu yöndeki başvurunun icra mahkemesine değil, ihtiyati hacze ilişkin kararı veren mahkemeye yapılması gerekeceğini (19. HD. 11.4.2008 T. 3032/3790; 12. HD. 24.2.1994 T. 1959/2640)
İcra İflas Kanunu‘nun 266. maddesine dayalı ve icra takibinin başlamasından sonra ileri sürülen talepler hakkında icra mahkemesinin görevli olduğunu, İİK. 265/I’e dayalı ‘ihtiyati hacze itiraz’ konulu talepler hakkında ise genel mahkemelerin görevli olduğunu (12. HD. 12.3.2007 T. 2249/4472 )
Belirtmiştir.
Teminat Karşılığında İhtiyati Haciz Kaldırılması
Dava açılmadan önce ya da sonra ve takipten önce borçlu, göstereceği teminat karşılığında ihtiyati haczin kaldırılmasını sağlayabilir. Teminat karşılığı ihtiyati haczin kaldırılması, ihtiyati hacze ilişkin karar veren mahkemeden istenir. Ancak takibe başladıktan sonra bu yetki, icra mahkemesine geçer.
Teminat karşılığında ihtiyati haczin kaldırılması durumunda, mallar üzerindeki İhtiyati hacze ilişkin karar tamamen kalkmamakta teminat üzerinde devam etmektedir.
V- İHTİYATİ HACİZ TAMAMLAYICI MERASİM ( KESİNLEŞME )
İhtiyati hacze ilişkin kararın verildiği tarihten itibaren on gün içinde, alacaklının, icra dairesinden İhtiyati hacze ilişkin kararın icrasını istemesi gerekir. Aksi takdirde ihtiyati hacze ilişkin karar kendiliğinden kalkar. (İİK m.261/I)

Dava açılmadan veya takip yapılmadan önce İhtiyati hacze ilişkin karar almış ve bu karara göre borçlunun mallarına haciz koydurmuş olan alacaklı yedi gün içerisinde borçluya karşı takip talebinde bulunmalı veya dava açmalıdır. Yedi günlük süre, alacaklı ihtiyati haczin icrası sırasında hazır bulunuyor ise haczin icrasından; hazır değilse ihtiyati haciz tutanağının kendisine tebliğinden itibaren işlemeye başlar (İİK m.264/I). Süre, hak düşürücü niteliktedir. Alacaklı, süresinde dava açmaz ya da takip yapmazsa İhtiyati hacze ilişkin karar kendiliğinden geçersiz olur ve ilgililer isterse gerekli yerlere bildirir (İİK m.265/IV). Ancak bu durumda ihtiyati haciz geçersiz olmasına karşın, icra takibi derdest kalmaya devam eder. Alacaklı derdest icra takibine devam edebilmek için altı ay içerisinde itirazın kaldırılmasını isteyebilir veya bir yıl içinde itirazın iptali davası açılabilir. (Kuru, B. 2013)
İcra takibinde borçlu ödeme emrine itiraz ederse bu itiraz hemen alacaklıya tebliğ olunur.
Bu durumda ihtiyati haczin düşmemesi için alacaklının itirazın tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde icra mahkemesinde itirazın kaldırılması yoluna başvurması veya mahkemede itirazın iptali davası açması gerekir. İcra mahkemesi istemi reddederse bu kararın tefhim ya da tebliğinden itibaren yedi gün içinde dava açılmalıdır.( İİK m.264/II) Ancak kambiyo senetlerine özgü takiplerde, itirazın kaldırılması ve itirazın iptaline yönelik başvuru yolu olmadığından bu prosedürün bu takip yolunda uygulanması mümkün değildir. (12. HD, 10.3.2014, E. 2014/4530, K. 2014/676742) ( Ercan, İ. 2017)
İhtiyati haciz, alacak davasının mahkemede görüldüğü sırada konulmuş veya alacaklı haciz tutanağının kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içerisinde mahkemede dava açmış ise esas hakkında verilecek hükmün mahkemece tebliğinden itibaren bir ay içinde alacaklı takip talebinde bulunmaya mecburdur. (İİK m.264/III)
Alacaklı, yasada belirtilen sürede dava açar veya takip yapar ya da yukarıda belirtilen sürelerde gerekli yollara başvurursa dava veya takip sonuna kadar ihtiyati haciz devam eder. Alacaklı bu süreleri geçirirse, davasından ya da takip talebinden vazgeçerse, takip talebi yasal sürelerin geçmesiyle düşerse, dava dosyası işlemden kaldırılıp bir ay içerisinde dava yenilenmezse veya davasında haksız çıkması halinde ihtiyati hacze ilişkin karar hükümsüz kalır ve ilgililer isterse gereken yerlere bildirilir (İİK m.264/IV)
Borçlu yapılan takipte ödeme emrine itiraz etmez veya dava ya da takipler sonunda itirazı kaldırılır veya mahkemece iptal edilirse ihtiyati hacze ilişkin karar kesinleşir ve hacizli malların satışı istenebilir. (İİK m.264/V)
VI- İHTİYATİ HACİZ SEBEBİYLE TAZMİNAT DAVASI
Haksız bir ihtiyati hacizden zarar gören borçlu ve üçüncü kişiler bu zararlarını ihtiyati haciz koyduran alacaklıya karşı tazminat davası açabilirler ( Ercan, İ. 2017)
Haksız ihtiyati haciz dolayısıyla açılan tazminat davasında, alacaklının kusursuz sorumluluğu söz konusudur. Bu nedenle alacaklının (davalının) tazminata hükmedilebilmesi için kusurlu olması gerekmez. Bu sorumluluğun, fedakârlığın denkleştirilmesi esasına dayandığı kabul edilmektedir. ( Korkusuz, R. 2004; Kuru, B. Arslan R. Yılmaz, E. 2005; Pekcanıtez, H. Atalay, O. Özkan, M. Özekes, M. 2005)
Davada tazminata hükmedilmesinin koşulları şunlardır: (Değnekli, A., Saldırım, M., 2005)
- Borçlunun malları için alınan İhtiyati hacze ilişkin karar yerine getirilmelidir.
- İhtiyati hacze ilişkin karar koyduran alacaklı haksız çıkmış olmalıdır.
- Borçlu ya da üçüncü kişi haksız ihtiyati hacizden dolayı zarar görmelidir.
- Zarar ile haksız İhtiyati hacze ilişkin karar arasında uygun illiyet bağı olmalıdır.
İhtiyati hacizden kaynaklanan tazminat davası genel mahkemelerde, genel hükümler çerçevesinde görülür. Yetkili mahkeme genel hükümlere göre belirlenir. Ancak İhtiyati hacze ilişkin karar veren mahkemede de dava görülebilir.(İİK m.259/IV)
İhtiyati hacizden kaynaklanan tazminat davası iki yıllık zamanaşımına tabidir. Yargıtay içtihatlarına göre, iki yıllık süre ihtiyati haczin kaldırılması veya hükümsüz kalması tarihinden itibaren işlemeye başlar. (Değnekli, A., Saldırım, M., 2005)
Davacı borçlu veya üçüncü kişi davada haklı çıkarsa lehlerine olan tazminatı öncelikle alacaklının İhtiyati hacze ilişkin karar alırken yatırdığı teminattan alınır.( Pekcanıtez, H. Atalay, O. Özkan, M. Özekes, M. 2005)
Geçici hukuki koruma tedbirlerinden olan ve takip müessesesi içinde özel bir yeri bulunan ihtiyati haczin para alacağına ilişkin bir takip ya da dava sonucunun borçlunun mallarına el konulması suretiyle teminat altına alınmasını sağlayan bir emniyet tedbiridir. İhtiyati hacze ilişkin karar kararı verilirken sadece alacaklının değil borçlunun da haklarını gözetmek gerekir. İhtiyati hacze ilişkin karar verilirken borçlu ile alacaklı arasında ki menfaatler dengesi korunmalıdır. Bunun gözetilmesi insanların yargıya olan güvenleri açısından bu nedenle toplumun sosyal düzeninin korunması nedeniyle önemlidir.