Noterlerin yaptıkları hizmet dolayısıyla sorumlulukları, 1512 sayılı Noterlik Kanunu’nun 162. maddesinde hüküm altına alınmış olup; stajyer, katip ve katip adayları tarafından yapılmış olsa bile noterlerin, bir işin yapılmamasından veya hatalı yahut eksik yapılmasından dolayı zarar görmüş olanlara karşı sorumlu oldukları, noterin, ödediği miktar için, işin yapılmaması, hatalı yahut eksik yapılmasına sebep olan stajyer veya noterlik personeline rücu edebileceği hükme bağlanmıştır. Daha fazla oku “Noterlerin Yaptıkları İşlemlerden Doğan Zararlardan Sorumluluğu”
İmar Kanununda Öngörülen İdari Başvuru Tamamlandıktan Sonra İdare Aleyhine Kamulaştırma Davası Açılabileceği
Dosyada bulunan bilgi ve belgelerden dava konusu taşınmazın 07/12/2012 tarihinde Belediye Meclisince yapılan imar plan tadilatında dini tesis alanına dönüştüğü ve taşınmaza fiilen el atılmadığı anlaşılmıştır.27.11.2012 tarihinde açılan davada 20.08.2016 tarihli 6745 sayılı yasanın 34. maddesi ile mülga olan Kamulaştırma Kanununun geçici 6. maddesinin 10. fıkrasının 3. cümlesinin uygulanma imkanı bulunmadığı gibi, bu hüküm yerine 6745 sayılı yasanın 33. maddesi ile eklenen Kamulaştırma Kanununun EK 1. maddesinin birinci fıkrasındaki Daha fazla oku “İmar Kanununda Öngörülen İdari Başvuru Tamamlandıktan Sonra İdare Aleyhine Kamulaştırma Davası Açılabileceği”
Satış İlanının Bir Örneğinin Borçluya Tebliğ Edilmesi Gerektiği
Şikayete konu ihaleye ilişkin icra müdürlüğünce düzenlenen 07.02.2020 tarihli satış kararının 3. maddesinde açık artırma ilanının belediye ilan araçları ile de ilan ettirilmesine karar verildiği, bu karar doğrultusunda Çorlu Belediye Başkanlığı’na 07.02.2020 tarihinde müzekkere yazıldığı görülmekle birlikte, mevcut dosya kapsamında söz konusu ilanın yapıldığına ilişkin bir belgeye rastlanılmamıştır. O halde, İlk Derece Mahkemesi’nce şikayetin, satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olması ve belediyede ilan yapılmaması nedenleriyle kabulüyle ihalenin feshine karar verilmesi gerekir. Daha fazla oku “Satış İlanının Bir Örneğinin Borçluya Tebliğ Edilmesi Gerektiği”
Aciz Vesikasının İİK’nin 68/1 Maddesinde Yazılı Belgelerden Sayılması
Borçlunun bu takibe her zaman itiraz hakkı olduğundan borçlunun itirazda bulunması üzerine, aciz vesikası İİK’nin 68/1 maddesinde yazılı belgelerden sayıldığı için, alacaklı itirazın kaldırılmasını isteyebilir veya genel hükümler çerçevesinde genel mahkemelerde itirazın iptali davası açabileceğinden davacının ilamsız icra takibi yoluna başvurmadan doğrudan alacak davası açmasında da hukuki bir engel bulunmamakta, aksine davacının alacağının ilama bağlanmasında hukuki yararı bulunmaktadır. Daha fazla oku “Aciz Vesikasının İİK’nin 68/1 Maddesinde Yazılı Belgelerden Sayılması”
Borçlunun Aciz Hali İspatlanmazsa Tasarrufun İptali Davasının Reddine Karar Verilir
Somut olayda, davanın kabulüne karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemiştir. Dava koşulları yönünden dosya incelendiğinde, davacının alacağının Kozan İcra Müdürlüğünün takip dosyasındaki alacağa dayalı olduğu, borcun kaynağının 20/02/2015 tarihli 50.000,00 TL miktarındaki çek olduğu, takibin kesinleştiği, alacağın gerçek olduğu sabittir. Ancak takip dosyasında borçlu şirketin adresinde yapılan hacizde; şirket işyerinin kapalı olduğu, etraftaki esnaftan şirket yetkililerinin sorulduğu, daha sonra borçlu şirket yetkilileri ile telefonla görüşüldüğünde borcu ödemek için süre istedikleri, çilingir temin edilemediğinden haciz işlemine son verildiği anlaşılmıştır. Buna göre; adresteki işyerine girilerek herhangi bir mal varlığına ilişkin tespit olmadığından haciz tutanağı İİK’nun 105. maddesi gereğince aciz belgesi niteliğinde değildir. Bu nedenle, borçlunun aciz hali ispatlanmadığından ön koşul yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Daha fazla oku “Borçlunun Aciz Hali İspatlanmazsa Tasarrufun İptali Davasının Reddine Karar Verilir”